Düş bizi somut ve neyse o olan dünyadan alıp ikinci anlamların, imgelerin ve simgelerin yolculuğuna çıkarır. Gündelik hayatın zaruri değiş tokuş silsilesinden sıyırıp oyunun alanına çeker.
Düşte, sanat eserinde ve oyun alanında, neyse o olan tekdüzeliğin ötesinde çok katmanlılık ve çağrışım üretme gücü vardır. Düş bu yönüyle başlı başına estetik bir deneyimdir. Belki sanattan da önce insanın öyküsünde var olan düş, ikinci anlamlar üretme