Duvara vitrin gibi bir sürü resim koy.
Büyük Kolaj işini bir yere
Kapı işini bir yere
Kubbe işini tavana
Tavana müdahale boya resim
Mili aşiretinin hazinesi ve yere mozaik buluntusu
Büyük bir kolaj resmi yap.
Resimlerinden kes biç boya
Ahşap Kapıya iki figürlü mozaik resmini yap
Metin yaz…
Bawer Doğanay’ın Kurmaca Notlar isimli son sergisi bize Mardin’deki yaşamı renkli bir perspektiften sunuyor. Resimlerinde kullandığı figürler ise samimi, gündelik hayatın birer parçası. Üretimlerine Mardin’de bulunan atölyesinde devam eden sanatçı ile sergi kitapçığında da yer alan kurmacaları, sergiyi ve eserlerinin öykülerini konuştuk. (Sergi 10 Haziran’a dek, Mardin’ de Bawer Doğanay atölyesinde görülebilecek.)
(Bu sene 6. sı düzenlenen Mardin Bienali, eş zamanlı olarak açılan bağımsız sergilerle birlikte devam ederken, Hangi Sergi Nerede platformu ise ziyaretçilerin sergileri haritalar uygulaması aracılığıyla bulmalarına olanak sağlıyor.)
Bawer Doğanay, “Bir Bulutun İçinde Yaşıyorum”, Tuval üzerine yağlı boya, 45×53 cm, 2021
Çağla Akıncı Uysal: Mardin’deki son serginizin adı Kurmaca Notlar. Neden bu ismi tercih ettiniz?
Bawer Doğanay: Kurmacayı seviyorum. Mesela sinemada da kurmaca belgesel türü vardır. O türü çok seviyorum ve bunu resimlerimde kullanmayı da. İlk başta atölyemin alt katında bir sergi yapmayı planladım. Orada benim yaptığım bir mozaik olacaktı yerde, belki bir küp, hazine ve kapıyı koyacaktım. Bunlar da hep şunu çağrıştıracaktı: Burayı açtığımda bunlar burada mıydı, yoksa ben mi koydum? Bunu seviyorum, resimlerimde de çok var “büyülü gerçeklik” denilen kavram. Büyülü gerçeklik ama şöyle düşünüyorsun: Bu olabilir, bu an yaşanmış olabilir, tıpkı bu resimdeki gibi. Bu yüzden işte notlarımda da şunu şuraya koy, sergiyi şöyle kur gibi kurmaca notlar vardı. Başlık da buradan geliyor.
Bawer Doğanay, “Üç Resim ve Metal Çubuk”, Kompozisyon, 2024
Ç.A.U.: Ziyaretçileri bu sergide neler bekliyor?
B.D.:Sergiye gelenler benim çalışmalarımın tamamını görecekler. Ben de ilk defa bir arada görüyorum çünkü hepsi dağınıktı, bazıları da burada değildi. Bu süreçte bunları bir araya getirip bir de bir arada göreyim ve insanlar bir de bir arada görsünler istedim.
Bawer Doğanay, “Çeşitli Boyutlarda Portreler”, Tuval üzerine akrilik boya, 2022
Ç.A.U.: Buradaki işleriniz hem çok renkçi ve modern hem de geleneksel motiflerle bezeli. Renkler ve primitif yaklaşımınız bize Fovizm’i anımsatıyor. Kendinizi yakın hissettiğiniz akımlar veya etkilendiğiniz sanatçılar var mı?
B.D.: Çok renkçi olmam aslında politik. Griliğe ve renksizliğe karşı bir politik duruş, hem de coğrafyanın renksizliğine. Aslında çok renkli bir hayat ve çocukluk geçirdim. Bizde her şey çok renkli; yorganlar, elbiseler, kumaşlar çok renkli, motifli ve süslü. O primitifliğe de oradan gidiyorum. Aslında oradan çağrışım yaptı renkli olma hali.
Etkilendiğim isimlere gelecek olursak, genç Amerikalı genç sanatçılardan Salman Toor var, sanat tarihinden de İzlenimciler ve Fovistler etkilendiğim sanatçılar.
Bawer Doğanay, “Renkli Ay Şehri”, Tuval üzerine akrilik boya, 69×81 cm, 2023
Ç.A.U.: Özellikle anlamı açısından tercih ettiğiniz motifler var mı?
B.D.: Anlamı açısından tercih ettiğim motifler yok, daha çok maruz kaldığım malzemeler bunlar. Yaşadığım evdeki motifler, araştırdığım bir evin motifleri ilgimi çekmiştir, onları almışımdır. Oturup onları çalışmışımdır, onları resimlere aktarmışımdır. Genelde tavrım da bu yönde. Maruz kaldığım evler, kişiler benim resimlerimde konu edindiğim şeyler.
Bawer Doğanay, “Tarihi Bereketli Mezopotamya Ovası II”, Tuval üzerine akrilik boya 80×90 cm, 2023
Ç.A.U.: Mardin mimarisinin izlerini taşıyan çalışmalarınız çok renkli. Karamsarlığın yoğunlaştığı bu dönemde alternatif bir şehir yaratmak istercesine renklere yönelmenizin özel bir anlamı var mı?
B.D.: Herkesin karanlığa evrildiği bir dönemde, karanlık işler yapmanın garanticiliği vardır bu durumda. Benimki ona karşı politik bir duruş, çok renkli bir dışa vurum diyebiliriz.
Ç.A.U.: Geçtiğimiz günlerde Mardin Artuklu Üniversitesi’nin düzenlediği Mitoloji Kongresinde, Gökçen Bilge Kırman tarafından “Sanatçı Bawer Doğanay’ın Eserlerindeki Mitik Unsurlar” başlıklı, eserlerinizdeki mitolojik kavramların gözden geçirildiği bir sunum yapıldı. Eserlerinize yansıyan mitolojik olay veya kavramlardan bahsedebilir misiniz?
B.D.: Coğrafya olarak mitolojiye çok maruzum. Şahmarana, tavus kuşuna, motiflere ve süslere. Bir de eski, primitif sanatı da seviyorum. Bunlar böyle işin içine katıldığı zaman resimlerimin içinde yer yer bu mitolojik kavramlar yer alıyor. Bariz olarak mitolojik işler üretiyorum diyemem ama zaman zaman yer ediniyor işlerimde.
Bawer Doğanay, “Toprak”, Tuval üzerine akrilik boya, 69×81 cm, 2023
Ç.A.U.: Figürlerinizin flanör bir tavrı olduğu ve nihilizmi temsil ettiği kanısına katılıyor musunuz?
B.D.: Evet.Flanör(Fr. flâneur) fikri, arkadaşlarla aramızda konuşurken bayağı üzerinde düşündüğümüz, konuştuğumuz bir şeydi. Fransa’da flanör kavramı ilk çıktığı zaman gezen, araştıran kişi anlamına geliyor, her şeyi bilen ve gözlemleyen aslında. Mardin’de bir flanör nasıl yaşar konusu üzerine konuşuyorduk. O zamanlar Mardin’de yürüme atölyeleri, yürürken düşünme, üretme, gözlemleme gibi konuların üzerinde bayağı durmuştuk.
Bawer Doğanay, “Flaneurün Manifestosu”, T:Ü.Y.B., 97×117 cm, 2021
Ç.A.U.: Kendinizi Mardin’de bir flanör olarak mı tanımlıyorsunuz?
B.D.: O zaman bir flanör olarak tanımlıyordum, şimdi de tanımlarım aslında.
Ç.A.U.: Mardin’de doğup büyümüş bir sanatçısınız. Çocuk olarak Mardin’de yaşamak ile sanatçı olarak yaşamak arasında bir fark var mı? Benimsenmediğinizi hissettiğiniz zamanlar oldu mu?
B.D.: Çocuk olarak zaten var olan bir mahalle kültüründen geliyorum. Ama sanatçı olarak tabii onun dışındayım şu an. Artık atölyem ve kendi oluşturduğum bir arkadaş çevrem var. Böyle bir farklılık var sadece. Çok nadirdir benimsenmediğim, çok nadir olmuştur. Öyle bir durum yok, çok da güzel karşılıyorlar bu durumu. Ressam deyince, bir sanatçı işte…Annem çok övünür mesela.
Bawer Doğanay, “Toprağın Kapısı”, Ağaç Oyma ve Üzeri Akrilik Boya, 220×110 cm, 2024
Ç.A.U.: Mardin Derik’ te yakın zamanda çıkarılan Bizans kilisesi taban mozaiğine ait iki figürü eski bir kapıda kullandınız. Bu çalışmanızı Bizans’taki gündelik hayatı kilise, saray gibi yapılara işleme geleneğinin yeniden değerlendirilmesi olarak yorumlayabilir miyiz?
B.D.: O taban mozaiğini gün yüzüne çıkardıklarında benim tavrım şu oldu: Onu yerden alıp duvarda sergilenebilen bir şey haline getirmeliyim. Daha da görünür bir hal aldı böylece. Evet, o gündelik hayat dilini ben resimlerimde zaten kullanıyorum. Bu mozaiği de görünce çok heyecanlandım ve ilişkilendirdim. Eski bir kapı üzerinde oyma iki figür, birkaç motif ve iki tane baskısı var.
Baskı tekniği, burada kiliselerde de kullanılan eski bir gelenek. Nasra teyze bu geleneği sürdüren son kişiydi burada. 2016 yılında 105 yaşında öldü. Onunla biraz ilişkilendirdim, o da böyle devasa perdelere İncil’den hikayeler yapıp kiliselere veriyordu. Ben de perdeye ağacın baskısını aldım, transfer boyasıyla.
Bunlar- Toprağın Kapısı’ndaki figürler- gündelik hayatı anlatan iki figür, bir av sahnesi, sırtında bir av hayvanı var. Diğerinde de elinde bir kuş ve horoz var. Baharın gelişi diye okudum bunları.
Bawer Doğanay, “Baş Mimar Sarkis Lole’nin Doğumu”, Tuval Üzerine Akrilik Boya, 60×70 2024
Bawer Doğanay, “Lole’nin Ablası I, Tuval Üzerine Akrilik Boya, 60×70 2024
Ç.A.U.: Sarkis Lole serisinden de bahseder misiniz biraz?
B.D.: Mardin’de birçok önemli yapının baş mimarı Sarkis Lole’nin hikayesi bu seri. Onun ailesi de mimar, babası da amcaları da sanırım. Ama hayatıyla ilgili çok az bilgi var. Sarkis yaşasaydı nasıl bir yerde yaşardı, nasıl bir ailesi olurdu gibi soruları düşündüm. Bunlar da işte o bahsettiğim kurmacalar. Böyle bir yerde yaşardı belki, böyle bir manzarası, böyle bir evi olurdu. Sarkis Lole’nin doğumu, sonra abla Lole, işte onların arasında bir bağ… Ablaya odaklandım daha sonra. Burada-Lole’nin Ablası’nda- da abladan bir detay var. Sonra bir seri oluştursun diye, mimariden de bir parça var.
Ç.A.U.: Bienal serginizi nasıl etkiledi?
B.D.: Bienal sergiyi olumlu anlamda etkiliyor. Çünkü bir sanatçının burada yaşayabilmesi için bir sürdürebilirliğinin olması lazım. Mardin bu anlamda biraz eksik ama bu tarz etkinliklerle insanlar daha görünür olabiliyor. Ben de o anlamda biraz daha görünür oldum, yani İstanbul dışında, Mardin’de.
Bawer Doğanay, “Halı Yıkayan Kızlar”,
Bawer Doğanay
2018 ‘de Mardin Artuklu Üniversitesi GSF Resim Bölümünden mezun olduktan sonra, Yüksek Lisansını Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Bölümünde tamamladı. 2018 ve 2020 yıllarında BASE İstanbul’da yer alan sanatçı, Ekim 2021’de İstanbul Ferda Art Platforma’da ilk kişisel sergisini gerçekleştirdi. Şu an Mardin’de çalışıyor ve üretiyor.