Kırmızı, siyah ve mavinin egemenliğinde; doygun, çiğ, saf renkler…
Sürrealizm denilince akla ilk gelen isimlerden biri Katalan ressam, heykeltıraş ve şair Joan Miro Ferra. Yarım aylar, kuşlar, balıklar, yıldızlar, gözler ve geometrik şekiller hâkimiyetindeki, biraz dadacı, biraz kübist, biraz da fovist betimlemeler… Miro’yu Miro yapan detaylar…
Bu yılın başlarında Tophane-i Amire Kültür Merkezi’nde hüsranla sonuçlanan -üstelik de Mimar Sinan Üniversitesi himayesinde gerçekleştirilen- Miro sergisinin ardından Sabancı Müzesi’nde Miro sergisini görmek sevindirici… Benzer çaplı bir sergi 2008’de Pera Müzesi tarafından da gerçekleştirilmiş, sanatçıya ait resim, baskı, heykel ve seramiğe yer verilmişti. Sabancı Müzesi’nde geçtiğimiz ay başlayan ve şubat ayına kadar sürecek olan “Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar” isimli sergide, Pera Müzesi’ndeki seçkiden farklı olarak “assamblage” tekniği ile oluşturulan heykellerin tüm aşamaları model ve çizimleriyle beraber sergileniyor. Bunun yanı sıra Sabancı Müzesi’nde gerçekleşen sergide bir de Miro’nun özel eşyalarına yer verilmiş. Sanatçının sanatı ve kişiliği ile bütünleşik bir konsept çizilmiş.
Anlatımında iletmek istediklerini kodlaştırarak kendine özgü bir metaforlar dünyası oluşturan Miro’nun çalışmalarındaki naiflik, onu akımının içerisinde bambaşka bir yere oturtmaktadır. Özellikle de Paris macerasından sonraki dönemlerinde oluşturduğu eserler, onun sanat tarihindeki değerini daha da belirlemiştir. Sanatçının işleri, onun ince ruh dünyasının renkler ve imajlarda vuku bulmasının bir tezahürüdür. Siyahın sert tonunu sert çizgileriyle birlikte kullanması Miro’nun çizgilerindeki şiirselliğin, ahengin göstergesidir. Miro’nun resimleri birer şiir gibi okunmaya çok müsait işlerdir. İş isimlerindeki şiirsellik resimlerinin birer uzantısı gibidir. Sırf bu sebeple bile Miro’yu bağlı bulunduğu akımın ruhuna fazlasıyla uygun bir sanatçı olarak okumak mümkün. Şiirle başlamıştı Sürrealizm denilen akımın da doğuşu. Miro’ yu bu akıma çeken şey de şüphesiz ki başlangıçta buydu. Şiir… O şiirin büyüsünü keşfetmiş, tadına varmış, özünü aşmış ve renklerde imaj olup kendini gerçekleştirmiştir.