Hülya Küpçüoğlu: Gizem Enuysal’ın Resimlerinin Hikâyeleri…

Share Button

Gizem Enuysal’ın Akademililer Sanat Merkezi’nde açtığı yeni sergisinin adı “Hikâye Oluştur” adını taşıyor. Sanatçı, sergide günlük yaşam sahneleri, portre ve otoportreler sunuyor. Sosyal medyada sürekli kullanılan “hikâye oluştur”ma durumunu kendi hikâyelerini oluşturarak sorguluyor. Beyoğlu’nun kozmopolit yapısından etkilenerek oluşturduğu hikâyeler yanı sıra zaten kendi sanat anlayışının da bir parçası olarak hikâye ögesini kendi üslubu ile ifade ediyor. Sergi 8 Mayıs tarihine kadar izlenebilir.

Hülya Küpçüoğlu: Serginin oluşum süreci nasıl gelişti?

Gizem Enuysal: Sergi birer defa sergilenmiş 2015 ve 2017 yıllarına ait iki büyük boyutlu resmin yanı sıra ağırlıklı olarak 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait yeni resimlerden oluşuyor. Geniş bir zaman aralığındaki resimlerimi kapsayan serginin oluşum süreci yakın tarihli resimlerin hazırlık süreciyle daha yakından ilişkili, bu resimler de akademik yaşamımla paralel götürmeye çalıştığım atölye çalışmalarımın sonucunda oluşturuldu. İsim bulmak resimlerim söz konusu olduğunda da zorlandığım bir konu; serginin ismi hikâye anlatma durumunu sosyal medya diliyle ifade ederek ve afişte gördüğünüz gibi sosyal medyada kullanılan simgeyle toparlayarak oluşturuldu. İçinde bulunduğumuz salgın sürecinde aklımda başka kavramlar, isimler de vardı ama “Hikâye Oluştur“ aslında hepsini içine aldı.

H.K.: Serginizin adı “Hikâye Oluştur”. Oluşturduğunuz hikayeler neler?

G.E.: Oluşturduğum hikâyelerin zaman içerisinde kendimle ilgili olan konulardan gözleme dayalı, dışa dönük hikâyelere doğru değiştiğini söyleyebilirim. Bu anlamda resimlerimde kendim, ailem ve yakın arkadaş çevremle ilgili olan hikâyeler ve yaşadığım ya da gözlemleme fırsatı bulduğum çevredeki günlük yaşama dair hikâyeler var. Günlük yaşama dair hikâyeler bir yanıyla Beyoğlu semtinin, İstiklal caddesi sakinlerinin hikâyeleri aslında. Kişisel, varoluşsal yorumlar eklenmiş, bazıları modeller tarafından canlandırılmış ama kaynağı sokak olan hikâyeler…

H.K.: Hikâye oluştur adı bağlamında otoportreler hakkında neler söylersiniz?

G.E.: Sergide üç adet otoportre var, bunlardan ikisi kişisel bir anlatının kurgusu içerisinde yer alıyor diğeri ise biçim, renk ve form araştırmasının daha ayrıntılı ele alındığı ayna karşısında yapılmış bir otoportre. Bire bir bakarak yaptığım otoportrenin yönteminin bundan sonraki çalışmalarımı yönlendireceğini tahmin ediyorum, daha doğrusu bir süre modele bakarak çalışmak ve portre üzerinden daha az kelimeyle hikâyeyi sürdürmek istiyorum.

H.K.: Yaşadığınız mekânların sanatınıza katkıları hakkında neler söylersiniz?

G.E.: Yaşadığım mekânın resimlerime en büyük katkısı kozmopolit bir semtin insanları, duvar yazıları ve bu semtin insanlarının sıra dışı giyinme tarzlarını gözlemlemek şeklinde oluyor. Saydığım bütün unsurları resimlerime konu, doku, mekân, aksesuar ve kostüm olarak taşımaya çalışıyorum. Resimlerime duvar yazılarının karakterine bağlı kalarak zaman zaman kendi cümlelerimi yazıyorum. 

H.K.: Etkilendiğiniz sanatçılar var mı?

G.E.: Figüratif resim anlayışına sahip bütün ressamlardan etkileniyorum. Sanatçıların yanı sıra yönetmenlerden aslında sinemadan etkileniyorum. Renk, kompozisyon, anlatı, mekân, kostüm, ışık sinemanın olduğu kadar resmin de uğraştığı görsel öğeler. Bu nedenle hem resimlerden hem filmlerden etkileniyorum…

H.K.: Çağdaş figür resmi hakkında neler söylersiniz?

G.E.: Çağdaş figür resminin postmodern anlatının özelliklerini sürdürerek hikâye anlatmaya devam ettiğini düşünüyorum…

Share Button

Yorumlar kapatıldı.