Mehmet Yılmaz’ın Postmodern Ben adlı yeni kitabı Piramid Yayıncılık’tan çıktı. Bu bir özyaşam kitabı, bir özaçıklama, bireysel tarih. Yılmaz sanatının mutfağından sesleniyor bize.
Kendisini uzun zamandan beri yakından tanıyorum. 1990’lardan bu yana yayınladığı Heykel Sanatı, Sanatın Felsefesi Felsefenin Sanatı, Postmodern Söyleşiler, Sakıncalı Çünkü Edepsiz, Modernden Postmoderne Sanat, Sanatın Günceli Güncelin Sanatı, Fotoğraf Resimdir, Heymimres, Heykel – Mekândaki Yumru ve(Ayşe Nahide Yılmaz’la ortak) Sanat ve Kavramlar’ın ardından, Postmodern Ben zincirin yeni halkası oldu.
Vaktiyle bir grup öğrencimle birlikte GÜ GSF’deki atölyesine ziyarete gitmiştik (GÜ ikiye bölününce fakülte AHBVÜ bünyesine aktarıldı). Bizi karşıladıktan sonra öğrencilerinin çalıştığı atölyeye gittik. Kapıda, haftalara yayılmış bir çalışma planı asılıydı. O haftanın konusu ‘Ben’ idi. Sonra ekledi; “tüm öğrencilerimin bu konuyu çalışmalarını isterim; çünkü sanat yapmak isteyen birey kendini bilmelidir.” Oradan yan tarafta kendi çalışmalarını yaptığı atölyeye geçtik. O sıralar Heymimres dizisi üzerinde çalışıyordu. Bize bu fikrin nasıl oluştuğunu ve projenin nasıl ilerlemekte olduğunu anlattı, örnekler gösterdi. Heykel, mimarlık ve resim sözcüklerinden yola çıkarak uydurmuştu Heymimres sözcüğünü. Dediğine göre, heykel (kütle), mekân (mimarî) ve yüzey (resim) ilişkilerini araştırdığı o dizi, sanatının bir tür özeti gibiydi.
Mehmet Yılmaz’ın anne ve babasıyla çekilmiş ilk fotoğrafı
Onu tanıyanlar çok iyi bilir ki kendini anlamak ve sınırlarını keşfetmek için her türlü olanağı değerlendiren, hatta kendi olanaklarını yaratan ele avuca sığmaz bir sanatçıdır Yılmaz. Bu meraklı tavrı kendisinin de benimsediği o çok kimlikli ‘Ben’i yaratır. Kendisiyle e-posta üzerinden yazışanlar, isminin altındaki şu esprili sıralamayı anımsayacaklardır: “Sanatçı, öğretim üyesi, ressam, heykeltıraş, videocu, yazar, çevirmen, yayın yönetmeni, baba, koca —henüz küratör değil.”
Çelişki, 1987, T.ü.y.b, 110 x 140 cm.
Yazmak, bilgi, birikim, yetenek kadar cesaret de gerektiren bir eylemdir. Okura doğruyu anlaşılır bir dille söylemek zorundasınızdır. Hele söz konusu insanın kendi hayatını yazmak ise iş daha da zorlaşır. Neyi, ne kadar anlatacağınız başlı başına meseledir. Bir yandan kendinize karşı dürüst olacaksınız, bir yandan da diğer insanlar konusunda üzerinizde baskı hissetmeyeceksiniz (hissetseniz de devam edeceksiniz).
Yeni Dünya Düzeninden Portreler-2, 1992, suntaya yağlıboya ve polyester, 125 x 135 x 6 cm
Postmodern Ben on dokuz bölümden oluşuyor: İlk bölüm 1963-1983 arasında Mut’ta geçen çocukluk ve ilk gençlik yıllarını kapsıyor. Bu bölümde aile ortamı, yetiştiği koşullar, cehalet ve bilgi arasında savrulma, gelenek ve yenilik bağlamında zihnindeki ilk çelişkiler, sanatla tanışma, 12 Eylül 1980 Darbesi öncesindeki siyasal karmaşa, yaşamına dokunan kişilerle karşılaşma ve GÜ GEF Resim-İş Bölümü yetenek sınavına giriş süreciyle ilgili bilgiler var. Takip eden üç bölümde (1983’ten 1990 sonlarına uzanan süreçte) lisans, yüksek lisans, sanatta yeterlik eğitimi ve ODTÜ’deki hocalık yılları anlatılıyor. 2000’den bugüne uzanan sonraki bölümlerdeyse Yılmaz yapmış olduğu çalışmalar üzerinden ilerliyor. Her diziyi kitabın bir bölümü olarak ele almış. Tüm bölümlere ilgili görseller eşlik ediyor.
Camdan Bakanlar-1, 1992, polyester, demir, boya, 96 x 94 x 10 cm
Başta söylediğimiz gibi, Postmodern Ben bir özyaşam kitabı, otobiyografi. Düz okunduğunda, bir bireyin çocukluktan sanatçı ve öğretim üyeliğine dönüşüm sürecinin anlatıldığı, normal bir öyküyle karşılaşır okuyucu. Herkesin şu ya da bu şekilde bir öyküsü vardır nihayetinde ve her öykü özeldir, değerlidir. Yılmaz bize bunu gösteriyor. Dikkatli okunduğundaysa, tikel ve tümel diyalektiği var karşımızda. ‘Ben’i ‘biz’in bir parçası olarak sunuyor sanatçı. Onu okurken bir anlamda kendimizle karşılaşıyoruz; en azından, kendimiz, yaptıklarımız, çevremiz, ülkemiz ve dünya hakkında düşünüyoruz:
Cin.s.el Şeyler-21, 2006, tuval, duralit, ağaç, pleksiglas, dijital baskı, yağlıboya, 180 x 180 cm
Ben kimim? Öteki/ler kim/ler? Kimliğimin biçimlenmesinde benim ve ötekilerin payı ne kadar? Düşüncelerimin, davranışlarımın, yapıtlarımın altında yatan dinamikler neler? Mutlak bir özgünlük ve özgürlük mümkün mü? Neden sanat yapıyorum (ya da yapmıyorum)? Neden yazıyorum (ya da yazmıyorum)? Sanatta muhafazakârlık ve ilericilik, tutarlılık ve tutarsızlık nedir? Sanat ve siyaset arasında nasıl bir ilişki var? Güncel (pratik) siyasetten bağımsız olarak, sanatın kendine özgü bir içsel siyaseti (doğası, huyu suyu) var mı? Varsa nasıl? Sanatçı, ‘tutarlılık’ adına hep aynı tür, biçim, teknik ve biçemi sürdürmeli mi? Modern, postmodern ve çağdaş denen kavram ve uygulamalar arasında nasıl bir ilişki var? Sanatçının piyasayla ilişkisi nasıl olmalı? Sanatçı aynı zamanda bir kurumda öğretim üyesiyse, sanat eğitimine nasıl bakmalı? Ve son olarak, ‘ben’ bir anlamda ‘özne’ (ve o da modern bir kurgu) demek olduğuna göre, öznenin öldüğünün ilan edildiği bir zamanda, ‘postmodern ben’ çelişkili bir kavram değil mi?
Duchamp Geyiği, 2009, videodan bir kare, 50:01
Kitap boyunca Yılmaz bu sorularla yüzleşiyor, bunları kendince yanıtlıyor. Anlatımı son derece içten ve yalın. Okuyucu, yazar sanki karşısında kendisiyle konuşuyormuş gibi hissediyor. Ayrıca kitabı yazmakla yetinmemiş, iç sayfaları sanatçı titizliği ile bizzat tasarlamış Yılmaz. Belli bir tarihsel sıralamayla ilerlemekle birlikte, zaman zaman, o an değindiği konudan dolayı, geçmişe ya da geleceğe uzanıyor. Bu anlamda, kitapta ‘geçmiş’ ve ‘gelecek’ ‘şimdi’nin merkezliğinde buluşuyor.
Mehmet ve temheM-2, 2012, sol, tuvale dijital baskı; sağ, tuvale yağlıboya, 200 x 197 cm
Postmodern Ben, özellikle yüksek lisans ve sanatta yeterlik (doktora) öğrencileri için çok yararlı bir kitap. Öğrenciler tezlerini yazarlarken, kendi çalışmalarını anlattıkları kısımlarda yol ve yöntem konusunda yararlanacaklardır. Zamanla, temel bir kaynak haline geleceğini düşünüyorum.
Heymimres-1 (Bir Sanatçı ve Bir Gazeteci), 2016, mdf, ağaç, silikon, alçı, boya, fotoğraf, kumaş, saç, peruk; önden görünüş, 200 x 193 x 47,5 cm
Kitabı okuduktan sonra, içini bizlere koşulsuz açabildiği için Mehmet Yılmaz’a teşekkür ettim. Sanatın anlamının, sanatsal teorilerden çok daha fazla hayatımızın karanlık kırıntılarında saklı olduğunu bir kez daha anladım. Ve kendisinin de dediği gibi, “keşke herkes hayatını yazabilse” diye düşündüm.
Post-Portre-1, 2020, video, 10:37, filmden bir sahne
………………………………………..
Kitap : Postmodern Ben
Yazar : Mehmet Yılmaz
Yayınevi : Piramid Yayıncılık
İlk Baskı : Ekim, 2024
Boyut : 23,5x 16 cm
Sayfa : 439
Hamur tipi : 2. Hamur
ISBN : 978-975-8554-57-7
…………………………………..