
(Milli Piyango Biletleri 1939–1984)
Melike Hasgül[1]: İhap Hulusi Görey’in Sanat Serüveni: Zaman İçinde Bir Afiş Sanatçısı
[1] Melike Hasgül, Trakya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tasarım ABD, Yüksek Lisans Öğrencisi
1. Giriş
Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte Türkiye, yalnızca siyasi ve ekonomik bir dönüşüm değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal bir yeniden inşa sürecine de girmiştir. Bu dönemde sanat, yeni devletin modernleşme ve halkla bütünleşme aracı haline gelmiş, özellikle grafik tasarım gibi görsel iletişim odaklı alanlar, devletin ideolojik mesajlarının aktarılmasında stratejik bir önem kazanmıştır. Tam da bu ortamda, Türkiye’nin ilk profesyonel grafik tasarımcısı olarak tarihe geçen İhap Hulusi Görey, yeni bir görsel çağın kapılarını aralamıştır.
İhap Hulusi Görey’in sanat kariyeri, yalnızca bir bireysel başarı hikâyesi değildir; aynı zamanda Türkiye’de grafik sanatının kurumsallaşmasının, afiş tasarımının bir sanat formu olarak tanınmasının ve görsel iletişimin kitlelerle kurulan yeni bir bağa dönüşmesinin de simgesidir. Onun çalışmaları, modernleşen bir toplumun zihinsel dönüşümüne eşlik eden ve bu dönüşümün en görünür yüzlerinden biri olan grafik sanatın hem tarihsel hem de sanatsal evrimini gözler önüne serer.
Bu çalışmada, İhap Hulusi Görey’in yaşamı, sanata ve grafik tasarıma katkıları kronolojik bir biçimde ele alınacak; özellikle afiş sanatı üzerinden oluşturduğu etki, eğitim geçmişi ve sanatsal üslubu detaylı olarak incelenecektir. Böylece bir sanatçının bireysel üretiminden hareketle, Türkiye’de görsel kültürün dönüşümüne ışık tutulması amaçlanmaktadır.
2. Erken Dönem
İhap Hulusi Görey, 28 Kasım 1898 tarihinde Mısır’ın başkenti Kahire’de dünyaya gelmiştir. Babası Ahmet Hulusi Bey, Osmanlı kökenli bir mimar ve inşaat müteahhidi olarak Kahire’de yaşamaktaydı. Görey’in doğum yeri olan Kahire, o dönem itibarıyla Osmanlı kültürünün ve Batı etkilerinin iç içe geçtiği bir kozmopolit merkezdi. Bu ortam, İhap Hulusi’nin hem Doğu hem de Batı kültürel kodlarıyla erken yaşta temas kurmasını sağlamıştır.
Ailesi ona iyi bir eğitim ortamı sunmuş; özellikle İngilizce eğitimi ve Batı tarzı disiplini ön plana çıkan okullarda yetişmesini sağlamıştır. İngiliz etkisi altındaki okullarda aldığı dil ve kültür eğitimi, onun sonraki yıllarda Almanya’ya sanat eğitimi için gitmesini kolaylaştırmıştır. Küçük yaşlarda resme olan ilgisi fark edilen İhap Hulusi, o yıllarda Batı’daki sanat yayınlarını ve afiş örneklerini incelemeye başlamış; çizim ve illüstrasyon alanında yetkinliğini geliştirmiştir.
Kahire’de geçen bu erken dönem, onun sanat algısının ilk nüvelerini oluşturmakla kalmamış; aynı zamanda Batı sanatına karşı duyduğu ilginin ve öğrenme arzusunun da temelini atmıştır. Bu kültürel birikim, onu sanat eğitimi için Almanya’ya gitmeye yönlendirmiştir.
3. Eğitim Süreci (Almanya Yılları)
1920 yılında İhap Hulusi, ailesinin de desteğiyle Almanya’nın Münih kentine giderek grafik tasarım eğitimi almaya başlamıştır. Burada ilk olarak özel Heimann Schule adlı bir stüdyoda kısa süreli hazırlık eğitimi almış, ardından Münih’teki “Kunstgewerbeschule” (Uygulamalı Sanatlar Okulu)’ne kabul edilmiştir. Bu kurum, Almanya’daki modernist sanat ve tasarım anlayışının temsilcilerinden biri olup, Bauhaus akımı ile paralel olarak öğrencilerine işlevsel ve disiplinli bir estetik anlayışı kazandırmayı hedeflemekteydi.
İhap Hulusi’nin burada aldığı eğitim, onun tasarım dilini ve sanatsal yaklaşımını kökten etkileyen bir deneyim olmuştur. Özellikle o dönemin en önemli grafik tasarımcılarından biri olan ve afiş sanatının Avrupa’daki öncülerinden kabul edilen Prof. Ludwig Hohlwein’in öğrencisi olması, Görey’in kariyerinde bir dönüm noktası teşkil eder. Hohlwein’in etkisi, Görey’in sonraki afiş çalışmalarında güçlü figüratif anlatımlar, net mesajlar ve çarpıcı tipografi kullanımı şeklinde kendini gösterecektir.
Münih yılları boyunca Avrupa’daki grafik sanatların gelişimini yerinde gözlemleyen İhap Hulusi, aynı zamanda Batı’da reklamcılığın sanatsal bir ifade biçimi olarak nasıl kurumsallaştığını da öğrenmiştir. Bu süreçte yalnızca teknik beceriler değil, aynı zamanda görsel iletişim ve halkla etkileşim konusunda da derin bir kavrayış geliştirmiştir.
Bu dönemde Görey, hem Batı modernizmini içselleştirmiş hem de Doğu estetiğini kaybetmemiştir. Eğitim sürecinde oluşturduğu bu ikili perspektif, onun ilerleyen yıllarda Türkiye’de hem geleneksel hem de modern öğeleri sentezleyen eşsiz bir grafik dil kurmasına olanak sağlayacaktır.
4. Türkiye’ye Dönüş ve Meslek Hayatının Başlangıcı
İhap Hulusi Görey, 1925 yılında Almanya’daki eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’ye kesin dönüş yapmıştır. Dönüşü, Türkiye’de Batılı anlamda grafik tasarımın henüz neredeyse hiç bilinmediği bir döneme rastlar. Cumhuriyet’in henüz birkaç yıllık olduğu bu zaman diliminde, halkla iletişim büyük oranda sözlü yollarla veya yazılı metinlerle sağlanıyor; görsel kültür, özellikle Batı’daki anlamıyla afiş ve reklam dili henüz oluşmamıştı.
İhap Hulusi, bu boşluğu hemen fark etti. Önceleri kısa bir süre Dışişleri Bakanlığı’nda çalışsa da, memuriyetin kendisine uygun olmadığını anladı ve sanatsal üretimini merkeze alan bir meslek yolunu tercih etti. 1925’te, Türkiye’nin ilk özel grafik tasarım stüdyosunu kurarak, bireysel olarak ticari ve kamusal görseller üretmeye başladı. Kendi imzasını taşıyan afiş ve reklam çalışmalarıyla dönemin gazetelerinde, dergilerinde ve kamu alanlarında görünür hale geldi.
Bu dönemde İhap Hulusi, hem ticari işletmelere hem de devlet kurumlarına yönelik işler üreterek kendisine sağlam bir müşteri portföyü oluşturdu. Türk halkı afişle tanışmaya başlarken, onun afişleri görselliğin etkisini kısa sürede ortaya koydu. Bir tasarımcı olarak halkla birebir temas kuran ilk sanatçılardan biri oldu; afişleri sokaklara, tramvay duraklarına, postanelere ve kamu binalarına asılarak halkla buluştu.
Onun tasarımlarında yalnızca bir ürün tanıtımı değil; aynı zamanda toplumu yönlendiren, eğiten ve modernleşme sürecine katkı sunan bir görsel dil söz konusuydu. Türkiye’de görsel iletişimin öncüsü olarak, halkın gözüyle temas eden ilk grafik sanatçı olması, sanat tarihimiz açısından hayati bir konumda durmaktadır.
5. Cumhuriyet Döneminde Görevleri ve Devletle İlişkisi
İhap Hulusi Görey’in kariyeri yalnızca özel sektördeki ticari işler ile sınırlı kalmamıştır. Cumhuriyet rejiminin modernleşme ideolojisini destekleyen devlet kurumları, onun grafik tasarımlarından sıkça faydalanmıştır. 1928 yılında gerçekleşen Harf İnkılabı’nın ardından, yeni Latin alfabesinin halka tanıtılması için hazırlanan eğitim afişlerinde en önemli katkıyı İhap Hulusi sunmuştur. Bu afişlerde, sadeleştirilmiş tipografi, öğretici metinler ve güçlü figüratif anlatımla, halkın reformlara katılımı teşvik edilmiştir.
Özellikle 1930’lu ve 1940’lı yıllar, İhap Hulusi’nin devletle en yoğun çalıştığı dönemdir. Bu yıllarda:
- Milli Piyango İdaresi için 45 yıl boyunca bilet tasarımları yapmıştır. Her bilet adeta küçük birer sanat eseri niteliğindedir.
- Tekel Genel Müdürlüğü için sigara ve içki etiketleri tasarlamıştır. Kulüp Rakısı etiketi hâlâ kullanılmaktadır.
- Ziraat Bankası, Sümerbank, Türk Hava Yolları, Devlet Demiryolları, PTT gibi kurumlar için afişler, logolar, broşürler üretmiştir.
- Sağlık Bakanlığı için veremle mücadele afişleri; Milli Eğitim Bakanlığı için okuma-yazma kampanyası görselleri hazırlamıştır.
Bu görevler sadece grafik sanatın değil, aynı zamanda propaganda, halk eğitimi ve ulusal kimlik inşasının da bir parçasıydı. Devletin modernleşme politikaları, Görey’in sanatında afiş diliyle somutlaşmıştır. Örneğin, bir sağlık afişinde verem mikrobu “görsel bir düşman” olarak tasvir edilirken, bir eğitim afişinde yeni harflerle “aydınlık gelecek” vurgusu yapılmıştır.
Dolayısıyla İhap Hulusi, Cumhuriyet’in görsel yüzünü yaratmış; hem modern Türk tipolojisini hem de Batılılaşma sürecini sanat yoluyla temsil eden bir figür olmuştur.
6. Sanat Üslubu ve Grafik Anlayışı
İhap Hulusi Görey’in sanatsal kimliği, Batı modernizminin teknik ustalığıyla Osmanlı estetiğinin incelikli çizgilerini harmanlayan özgün bir görsel dil üzerine kuruludur. Almanya’daki eğitiminden getirdiği disiplinli grafik kurgusu ve güçlü figüratif anlatımı, onu yalnızca bir teknik tasarımcı olmaktan çıkararak sanat ile kamusal iletişim arasında köprü kuran bir afiş sanatçısına dönüştürmüştür.
Görey’in grafik anlayışında dikkat çeken en temel unsurlardan biri net mesaj ve sade anlatımdır. Afişlerinde karmaşık kompozisyonlardan kaçınarak, izleyiciyi doğrudan mesajla yüzleştiren bir yaklaşımı tercih etmiştir. Bu anlayış, özellikle okuryazarlık oranının düşük olduğu erken Cumhuriyet döneminde büyük etki yaratmıştır. Görsel ikonlar, belirgin tipografi ve karakteristik yüz ifadeleri aracılığıyla hedef kitleyle doğrudan iletişim kurmayı başarmıştır.
Tipografi kullanımı da onun grafik üslubunun temel parçalarındandır. Almanya’da öğrendiği tipografik prensipleri Türkçeye ve Latin harflerine adapte ederek, yazıyı yalnızca bilgi taşıyıcısı değil aynı zamanda görsel öğe olarak da kullanmıştır. Her harf, metnin ritmine ve afişin genel estetiğine uygun biçimde yerleştirilmiştir.
Bir başka ayırt edici yönü yerelleşme çabasıdır. Batı’da öğrendiği tüm grafik teknikleri, Türkiye’nin kültürel kodları ile harmanlanmış, yerel karakterler, giysiler, mimari unsurlar ve toplumsal normlar afişlerinde yansıtılmıştır. Böylece halkın kendisini tanıdığı bir görsel dünya kurulmuş; grafik sanat Batı’dan ithal edilen yabancı bir form olmaktan çıkarılmıştır.
Ayrıca Görey, grafik tasarımı yalnızca reklam veya tanıtım aracı olarak görmemiş, toplumsal bir sorumluluk alanıolarak değerlendirmiştir. Onun için her afiş bir bilinçlendirme aracıdır: sigara kullanımının zararlarını, veremle mücadelenin önemini, eğitimin gerekliliğini ve modern bireyin özelliklerini afiş diliyle halkla buluşturmuştur.
Bu bakımdan, İhap Hulusi’nin üslubu yalnızca bir estetik değil; aynı zamanda ideolojik bir tercihi de yansıtır: modernleşen Türkiye’de sanat, halkı eğitmek ve dönüştürmek için en güçlü araçlardan biridir.
7. Öne Çıkan Eserleri
7.1. Milli Piyango Biletleri (1939–1984)
Görey’in belki de en uzun soluklu ve en çok görünürlük kazanan çalışmaları Milli Piyango için tasarladığı biletlerdir. Yaklaşık 45 yıl boyunca tasarladığı bu küçük grafik alanlar, sanatın halkla buluştuğu pratik ve özgün örneklerdir. Her biri yılın temalarına, milli bayramlara ya da özel olaylara göre değişen biletler, estetik zenginlikleriyle birer koleksiyon nesnesi hâline gelmiştir.

7.2. Kulüp Rakısı Etiketi (1930’lar)
Bugün hâlâ kullanılan Kulüp Rakısı etiketi, Görey’in tasarladığı ve kalıcılığı ile grafik tasarımda bir ikon hâline gelmiş işlerdendir. Sade ve zarif kompozisyonu, zarif yazı karakterleri ve ürünle özdeşleşen görsel dil ile Türkiye’de ticari grafik tasarımın en güçlü örneklerinden biridir.

7.3. Harf İnkılabı Tanıtım Afişleri (1928)
Yeni Latin harflerinin halka tanıtılması sürecinde hazırladığı afişlerde, sade tipografi ve figüratif anlatımla hem merak uyandıran hem de eğitici bir görsel anlatı kurulmuştur. Bu afişler, alfabe değişiminin halk nezdinde benimsenmesinde önemli rol oynamıştır.

7.4. Sümerbank, Ziraat Bankası ve Türk Hava Yolları Afişleri
Bu kurumlar için yaptığı çalışmalar, Türkiye’de kurum imajının görsellikle nasıl inşa edildiğine dair erken örneklerdir. Görey’in bu afişlerde kullandığı grafik figürler, ilerleme, üretim, kalkınma gibi modernist temaların temsilcisi hâline gelmiştir.
7.6. Kendi Portre Afişleri ve İmza Stili
İhap Hulusi’nin afişlerinde kendine özgü bir “imza” stili de vardır. Bazı işlerinde portresine yer vererek sanatçının görünürlüğünü artırmış, grafik tasarımcının anonim değil, yaratıcı ve bireysel bir aktör olduğunu vurgulamıştır. Bu yönüyle Türkiye’de grafik sanatçısının kimlik kazanmasına öncülük etmiştir.
7.7. Son Yılları ve Mirası
İhap Hulusi Görey, aktif tasarım kariyerini 1980’li yılların başına kadar sürdürmüş; sonrasında ise daha çok retrospektif sergiler, röportajlar ve söyleşiler yoluyla sanat yaşamını değerlendirmiştir. 27 Mart 1986 tarihinde, İstanbul’da vefat ettiğinde ardında binlerce özgün grafik eser, onlarca kurumla iş birliği ve Türkiye’de grafik tasarım kültürünün temel taşları kalmıştır.
Son dönemlerinde, grafik tasarımın yeni kuşaklar tarafından daha çok dijital tekniklerle yürütülmesine tanıklık eden Görey, modern teknolojilere saygı duymakla birlikte el emeğine dayalı grafik üretimini savunmaya devam etmiştir. Özellikle kaligrafi, elle çizim ve baskı tekniklerinin sanat yönünün altını çizmiştir.
Bugün İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi (İGSM) başta olmak üzere çeşitli kurumlarda eserleri sergilenmekte; sanat okullarında örnek çalışmalar olarak incelenmektedir. Aynı zamanda tasarım eğitimi veren üniversitelerde “Türkiye’de Grafik Tasarımın Öncüsü” olarak okutulmakta; afiş sanatı üzerine yapılan akademik çalışmaların çoğu Görey’i merkezine almaktadır.
İhap Hulusi Görey’in mirası, yalnızca bir sanatçı olarak değil; bir kültür mimarı olarak da Türkiye’nin görsel belleğine kazınmıştır. Grafik tasarımı sanatla, devletle, toplumla ve tarihle buluşturan öncü figürlerden biri olarak, Cumhuriyet’in görsel yüzünü şekillendirmiştir.
9. Sonuç
İhap Hulusi Görey, yalnızca bir grafik tasarımcı değil; Türkiye’de çağdaş görsel iletişimin kurucu figürü, bir sanat mimarı ve kültürel dönüşüm aracı olarak değerlendirilmelidir. Cumhuriyet’in ilanından sonra şekillenen modernleşme ideolojisinin grafik tasarıma yansıyan yüzü olan Görey, sanatı bir ideoloji taşıyıcısı, bir eğitim aracı ve bir kamusal yönlendirme biçimi olarak görmüştür.
Sanat pratiğini bireysel bir estetik arayıştan çok, toplumsal bir hizmet anlayışıyla bütünleştirmiştir. Bu yönüyle onun afişleri yalnızca estetik nesneler değil, aynı zamanda tarihsel belgeler, ideolojik araçlar ve kültürel kodlardır. 1920’lerden 1980’lere kadar süren kariyeri boyunca modern Türkiye’nin tüm evrelerine tanıklık etmiş ve bu dönüşümleri grafik diliyle belgeleyerek gelecek kuşaklara aktarmıştır.
Bugün Türkiye’de grafik tasarım eğitimi alan her birey, İhap Hulusi Görey’in açtığı yolun bir devamı olarak görülmelidir. El emeğine dayalı tipografi, figüratif anlatım, sembolik görsel dil ve yerelleştirilmiş modernist estetik, onun en belirgin katkıları arasında yer alır. Görey’in mirası yalnızca sanatsal üretimde değil; Türkiye’nin görsel belleğinde, reklam kültüründe, kamusal dilinde ve kurum kimliğinde yaşamaya devam etmektedir.
Kaynakça
Arseven, C. E. (1970). Sanat ansiklopedisi. Milli Eğitim Basımevi.
Açıkgöz, B. (2017). Cumhuriyet döneminde afiş tasarımı ve İhap Hulusi (Yüksek lisans tezi). Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Bozdoğan, S. (2002). Modernizm ve ulusun inşası: Erken Cumhuriyet Türkiye’sinde mimari kültür. Metis Yayınları.
Çalıkoğlu, L. (Ed.). (2008). Bir Cumhuriyet tasarımı: İhap Hulusi retrospektif sergi kataloğu. İKSV Yayınları.
Çizgen, B. (2002). Afiş sanatı ve Türkiye’de afişin tarihçesi. Fotoğraf Vakfı Yayınları.
Demiralp, N. (2020). İhap Hulusi Görey’in afişlerinde tipografi kullanımı. Mimar Sinan Üniversitesi Yayınları.
Derman, U. (2004). İslam kültüründe hat sanatı. Kubbealtı Neşriyatı.
Eldem, E. (2016). İstanbul’un görsel hafızası: 20. yüzyıl başında tanıtım ve afiş sanatı. Tarih Vakfı.
Er, E. (2018). İhap Hulusi Görey’in grafik tasarım anlayışı ve toplumsal mesajları. İletişim Araştırmaları Dergisi, 2, 45–63.
Güzel, H., & Al, S. (2011). İhap Hulusi Görey ve erken Cumhuriyet dönemi grafik tasarımı. Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, 27, 123–139.
Görey, İ. H. (1981). Resimli ve grafikli hatıralar. Özgün Yayıncılık.
Salt Research. (t.y.). Salt Görsel Arşivler. https://archives.saltresearch.org
