Bir ressamın içinde yaşadığı zaman sürecindeki tecrübeleri sonucunda şekillenen hayat görüşü, ürettiği resimlerinde geliştirdiği biçimsel dilinde veya o dilin temelini oluşturan düşünce boyutunda kendini gösterir.
Soyut resim, modern resmin gelişiminde, görünen dünyadan tamamen kopuşu ifade eden bir üslup olarak yepyeni bir çığır açmıştır. Doğadan bağlarını tamamen koparması özelliğiyle “sanatçının bakış açısıyla yarattığı yeni bir dünyadır”. Soyut resmin temeli bilgi ve derin araştırma ile şekillenen bir bilinç durumudur. “Yeni bir dünya inşa etmekiçin”,var olan gerçekliğin ve nesnel görüntülerin çok iyi tanınması, özümsenmesi, “nelerin, neden ve niçin” değiştirileceğinin bilinmesi bu yolda önemlidir. Soyut resim, bu yönüylezihinsel boyuttaki tasarımın ekseninde, görünen gerçeklikten uzaklaşma ya da yeniden inşa düşüncesinin sınırlarının tamamen sanatçının estetik algısının çerçevesinde geliştiği bir anlayıştır.
Ressam Bahattin Bilgin’in resimlerinin şekillenişinin temelindeki anlayışını, yukarıda bahsettiğimiz bakış açısı ile değerlendirmek yerinde bir yaklaşım olacaktır.
Bahattin Bilgin, içinde yaşadığı toplumun sorunlarına yabancı kalmamış, 70’li ve 80’li yıllardaki aktif mücadeleci kimliğini korumuş ve günümüze ulaşan süreç içerisinde de bu yönünü devam ettirmiş bir karakterdir. Daha özgür, daha adil, “insana önem veren” bir dünya anlayışının savunucusudur. Eylem insanı olarak şekillenen kimliğinin ve vermiş olduğu mücadelenin yanı sıra, mevcut dayatılan sistemin tamamen dışında “yeni bir dünya yaratma isteği” de, özellikle son dönemde ürettiği resimlerinde benimseyip geliştirdiği soyut dilin düşünseldayanağıdır kanımca.
Bahattin Bilgin’in ürettiği “lekesel soyut” resimlerin biçimlenmesinde, kendisinin yeniliğin peşinde kararlı olan kimliğinin etkin olduğunu görmekteyiz. Kalın boya tabakalarıyla şekillenen dokusal etkinin yoğun bir biçimde görüldüğü resimlerindeki renge ve lekeye öncelik veren tavrı, İkinci Dünya Savaşı sonrası özellikle Paris’te gelişen soyut resim etkinliklerinde gözlemlediğimiz araştırmacı bir duruşu ortaya koyuyor. Bu resimlerindeki serbest fırça sürüşleriyle gerçekleştirdiği formlar, tuval yüzeyinde iyice belirginleşen karakterini gözler önüne sererek, görsel boyutuyla hareketle bütünleşen canlı kompozisyonlar oluşturuyor.
Bahattin Bilgin’in üretiminde “Foça soyutlamaları”, özel bir seri olarak karşımıza çıkıyor. Türk ressamları içerisinde Avni Arbaş ve Ferruh Başağa gibi usta isimlerin yaşamlarının son dönemlerini geçirdikleri Foça, Akdeniz ışığının güçlü etkisinin yarattığı enerjisiyle, Bahattin Bilgin’in bu görüntülerden yola çıkarak, estetik bakış açısı ile kendi söyleminde dönüştüreceği renkli görsel sahneler yaratıyor.Foça soyutlamalarında, “lekesel soyut” anlayıştaki seri resimlerindeki görsellikle bağlantı kurduğumuz oluşumlar dikkatimizi çekiyor.Gökyüzü, denizin sıcaklığı, tekneler ve yapılar tamamen lirik bir söyleme dönüşüyor. Özellikle bu resimlerdeki sahil şeridinde konumlanmış olan yapılar, evler ve sokakların görüntüleri, olağan gerçeklikten tamamen uzaklaşarak, ağırlıkla tuvalin ortasında yoğunlaşan soyut bir dille şekilleniyor.