Uzun süredir izlediğim, sanatta “kökleşme” onun getirdiği “hırslaşma” giderek “yapışma” daha ötesinde “bunama”nın akıntısında, insana dair “egosantrik” – benmerkezci “ tüm dışavuruş, gerektiği gibi yargılanmıyor! İnsan yaşadığı sürece, onun gölgesi gibi sürdürülmek istenen “sanat tavrı” çok önce başını alıp gitmişse, bunun farkına varamayıp hala 80. sanat jübilesi için müzelerin kapılarını aşındıran sanatçılar,
Kategori: Utku Varlık
LÜTFÜ DAĞTAŞ: “YAVAŞ YAVAŞ BİZDEN UZAKLAŞAN BİR MAVİ” UTKU VARLIK’LA KONUŞMA
1965 yılı Haziran ayının sonları. Hiç bu denli şaşırmamıştır Utku Varlık, kendisini Kunsthistorisches Müzesi’nin kapısında bulduğunda. Otostopla, cebinde topu topu 10 dolar, yemeden içmeden gelmiştir Viyana’ya. Bu Avrupa’ya ilk çıkışıdır. Kötü röprodüksiyonlarla dolu kafasını yıkamak, belleğini yenilemek, meraklarına yanıt bulmak adına çıkmıştır onca güçlüğe karşın ve bunun adı, “umut gezisi” dir. Güçlüğün adı ise parasızlık!
Kunsthistorisches
UTKU VARLIK, DEVE DİKENİ
Şu sanatçı sözcüğünün bir tarifini yapalım öncelikle: SANAT, bir dildir; “düşünceler üreten”, YAZI, RESİM, YONTU, MÜZİK, FOTOĞRAF, SİNEMA… Sanatın içeriğine giren bir takım olguları katarsak sonuçta bir dışavurum, insana dair saptama, bilgi ve bilinçle içerik bağlantısını “hayal”den alan, beğeniye özgü bir yolculuk. Ama bu iç yolculukta sanatçı bireydir, ressam atölyesinde tektir, gruplaşma gerektiren öteki sanatlarda yine kendi kurgusunu
UTKU VARLIK, AZİZ’E DAİR
Kadim dostum Aziz Çalışlar’ı anımsadığımda, her kez dünyaya lanet okurum; ne kader ne yazgı, biliyorum bizi yöneten ışığın simyasını çözmek zor! 1964-65 yılında Bizim Atölyeye misafir öğrenci olarak gelen, kendinden resimle uğraşmak isteğini çözmek güç olacak, güzel bir genç adamı Bedri Rahmi benimle tanıştırdı: ” Bak reis sana bir öğrenci, meşgul ol, atölyeyi tanıt!”; tanıştık, elindeki kitaplara gözüm takılmıştı, hukuk kitaplarıydı;
ARZU MORİN: SİYAH BEYAZ DÜŞLERİN RENKLİ RESSAMI
Utku Varlık, Türkiye’den gelip Paris’te üst kalitede resim yapmaya devam edebilen ender Türk ressamlarından birisi. Son yazdığı “Zero Hipotez” adlı kitabı ve Covid 19 krizi nedeniyle kısa bir kesintiye uğrayan “Sanrı” adlı sergisiyle yeniden gündemde. Varlık, 60 kuşağı ressamlarının tarihine ışık tutan “Sıfır Hipotez/Zero Hipotez: Fragmanlar” kitabında hem bugünün ressamlarına hocalık eden Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki
DUYGU MERZİFONLUOĞLU,GEÇMİŞ ASLINDA BUGÜNDÜR
İnsan hayatının belli bir evresinde, bedeninin içinde taşıdığı ruhun az çok kim olduğunu tanımış ve böylece de doğal olarak bu hayatta neyin peşinde olduğu daha iyi anlamış oluyor. Bu sayede de hayatına giren insanların, başına gelen olayların ve geçmekte olan zamanın daha da çok farkında olmaya başlıyor. İşte o andan itibaren de o güne kadar kendine ve hayata dair tüm anlamış olduklarını aktarmaya başlıyor. Vakti gelmişse eğer, dili döndüğünce, yeteneği
LÜTFÜ DAĞTAŞ: “YAVAŞ YAVAŞ BİZDEN UZAKLAŞAN BİR MAVİ” UTKU VARLIK’LA KONUŞMA
1965 yılı Haziran ayının sonları. Hiç bu denli şaşırmamıştır Utku Varlık, kendisini Kunsthistorisches Müzesi’nin kapısında bulduğunda. Otostopla, cebinde topu topu 10 dolar, yemeden içmeden gelmiştir Viyana’ya. Bu Avrupa’ya ilk çıkışıdır. Kötü röprodüksiyonlarla dolu kafasını yıkamak, belleğini yenilemek, meraklarına yanıt bulmak adına çıkmıştır onca güçlüğe karşın ve bunun adı, “umut gezisi” dir. Güçlüğün adı ise parasızlık!
Kunsthistorisches
UTKU VARLIK, DEVE DİKENİ
Şu sanatçı sözcüğünün bir tarifini yapalım öncelikle: SANAT, bir dildir; “düşünceler üreten”, YAZI, RESİM, YONTU, MÜZİK, FOTOĞRAF, SİNEMA… Sanatın içeriğine giren bir takım olguları katarsak sonuçta bir dışavurum, insana dair saptama, bilgi ve bilinçle içerik bağlantısını “hayal”den alan, beğeniye özgü bir yolculuk. Ama bu iç yolculukta sanatçı bireydir, ressam atölyesinde tektir, gruplaşma gerektiren öteki sanatlarda yine kendi kurgusunu
UTKU VARLIK, AZİZ’E DAİR
Kadim dostum Aziz Çalışlar’ı anımsadığımda, her kez dünyaya lanet okurum; ne kader ne yazgı, biliyorum bizi yöneten ışığın simyasını çözmek zor! 1964-65 yılında Bizim Atölyeye misafir öğrenci olarak gelen, kendinden resimle uğraşmak isteğini çözmek güç olacak, güzel bir genç adamı Bedri Rahmi benimle tanıştırdı: ” Bak reis sana bir öğrenci, meşgul ol, atölyeyi tanıt!”; tanıştık, elindeki kitaplara gözüm takılmıştı, hukuk kitaplarıydı;
ARZU MORİN: SİYAH BEYAZ DÜŞLERİN RENKLİ RESSAMI
Utku Varlık, Türkiye’den gelip Paris’te üst kalitede resim yapmaya devam edebilen ender Türk ressamlarından birisi. Son yazdığı “Zero Hipotez” adlı kitabı ve Covid 19 krizi nedeniyle kısa bir kesintiye uğrayan “Sanrı” adlı sergisiyle yeniden gündemde. Varlık, 60 kuşağı ressamlarının tarihine ışık tutan “Sıfır Hipotez/Zero Hipotez: Fragmanlar” kitabında hem bugünün ressamlarına hocalık eden Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki
DUYGU MERZİFONLUOĞLU,GEÇMİŞ ASLINDA BUGÜNDÜR
İnsan hayatının belli bir evresinde, bedeninin içinde taşıdığı ruhun az çok kim olduğunu tanımış ve böylece de doğal olarak bu hayatta neyin peşinde olduğu daha iyi anlamış oluyor. Bu sayede de hayatına giren insanların, başına gelen olayların ve geçmekte olan zamanın daha da çok farkında olmaya başlıyor. İşte o andan itibaren de o güne kadar kendine ve hayata dair tüm anlamış olduklarını aktarmaya başlıyor. Vakti gelmişse eğer, dili döndüğünce, yeteneği