Şener Azizoğlu: Bir Yüz, Işık ve Gölge Filmi Olarak “PERSONA”

Share Button

Bergman’ın ‘Persona’ sı gerçekten yüz, ışık ve gölge üzerine bir filmdir. Sinema tarihinin en gösterişli açılışlarından biri olarak projeksiyon makinesinin içinde başlar. Cihaz yavaş yavaş ısınır ve sonunda açığa çıkan fallik ışık karanlığı döller; imgeler görünür hâle gelir. Bu Tekvin’de “Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı, “Işık olsun”

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

Şener Azizoğlu: !f İstanbul’dan Akılda Kalanlar

Share Button

14. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali 12-22 Şubat 2014 tarihlerinde İstanbul’da, 26 Şubat-1 Mart 2014 tarihlerinde ise Ankara ve İzmir’de gerçekleşti. Brezilya’dan Endonezya’ya; Hindistan’dan Kenya’ya, 42 ülkeden 115 filmin gösterildiği !f İstanbul, İstanbul, Ankara ve İzmir dışında 34 farklı şehirde 80 bin kişiye ulaştı.

Festivalin hiç kuşkusuz bu yılki en önemli başarısı “Paramparça Aşklar ve Köpekler”, “21 gram” gibi

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

Şener Azizoğlu: Sarhoş Atlar Zamanı / Bahman Gobadi

Share Button

“Bir kitap okudum hayatım değişti.”

Orhan Pamuk’ un “Yeni Hayat” romanının meşhur ilk tümcesidir bu. Kürt asıllı İranlı yönetmen Bahman Gobadi’nin hayatı da kütüphaneden aldığı “Animasyon Filmleri” kitabı ile birlikte değişiyor. İran-Irak sınırındaki zorlu coğrafyada doğan Gobadi yönetmenlik kariyerine kısa filmler yaparak başlıyor. Clermont-Ferrand Festivali’nde Jüri Özel Ödülünü kazanan

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

Şener Azizoğlu: Michael Haneke “CACHE”

Share Button

Michael Haneke sinemasını en iyi şekilde özetleyen şey aslında bir klişe hâlini almış durumda: rahatsız edici. Yirmi yılı aşkın TV filmleri performansının ardından çektiği “Duygusal Buzlaşma” üçlemesinin ilk filmi “Seventh Continent” (1989)le, artık sinema izleyicisini de rahatsız etmeye öykünüyor. Ağır kurgusu, yoğun metaforik anlatısı, akıllara ziyan uzun planlarıyla (71 Fragments of a Chronology of Chance’taki masa tenisi antrenmanı) ortalama

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

Şener Azizoğlu: Postmodern Medya Kuramı Üzerinden “Büyük Karnaval” (Billy Wilder)

Share Button

“Kitlelere büyülenmeyi işleyen medya mı, yoksa medyayı büyük gösteriye yönlendiren kitleler mi?” (1) diye sorar Baudrillard. “Ace in The Hole”(1951) filmiyle Billy Wilder da bu soruya cevap arıyor.  “Sunset (Bulvarı) Blvd.”(1950) ile Hollywood sinema sektörünü yerden yere vuran yönetmen bu kez medya ve gazetecilik kavramını koyuyor hedef tahtasına. Filmin“Ace in The Hole” ismiyle gösterime girmesi beklenirken yapımcı firma tarafından

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

Şener Azizoğlu; Trier’in Alternatif Kıyameti: Melancholia

Share Button

“Çok yalnızız. Hem de o kadar yalnızız ki tüm evrende ve topluca yalnızız. Geleceğimiz belli: bu hayat bitecek. Yapacak hiç bir şey yok; öleceğiz. Öyle bir öleceğiz ki evrende izimiz kalmayacak. İşte bu yüzden melankoli kaçınılmaz ve bu melankoli de sonumuz olacak. Dünyayı melankoli bitirecek.”  diyor sinemanın yaramaz çocuğu Lars Von Trier bir röportajında. Bakmayın kendisine yaramaz çocuk dendiğine; altmışına merdiven dayamış, hem yaramazlıkları

DEVAMINI OKUYUN
Share Button