Şafak Güneş Gökduman: Hülya Küpçüoğlu’nun “Üç Ayaklı Kedi Nerede?” Performansı Üzerine

Share Button

Üç Ayaklı Kedi Nerede

Bienal mekânları çoğu zaman sanatın görünürlük alanlarıdır: temsil edilen, çerçevelenen ve sergilenendir. Hülya Küpçüoğlu’nun “Bienale Bir Ekleme 3+1: Üç Ayaklı Kedi Nerede?” başlıklı performansı ise bu görünürlüğü ters yüz eder. Sanatçı, üzerinde “Üç Ayaklı Kedi Nerede?” cümlesinin, kedi patisi şeklinde bir görselin ve bir karekodun yer aldığı beyaz bir tişört giyerek 18. İstanbul Bienali alanlarında dolaşır.

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

Hülya Küpçüoğlu, Fatih Balcı İle Bienal Performansı Üzerine

Share Button

Hülya Küpçüoğlu: Projenin çıkış noktası neydi ve nasıl oluşturdunuz? Süreci anlatır mısınız?

Fatih Balcı: Performansımızı genel stratejimiz üzerine kurduk. Bu da genel olarak bağımsız bir sanatçı olarak varoluş mücadelesi içinde şekillenmiştir. Bu uzun bir mesele; bizi daha önce takip edenler ne demek istediğimi anlayacaktır. Bu çerçevede açılış günü performansımızı yapmaya karar verdik.

Bienalin teması “Üç Ayaklı Kedi” idi. Bienal metni içinde

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

HÜLYA KÜPÇÜOĞLU, BİENALE BİR EKLEME 3 + 1, ÜÇ AYAKLI KEDİ NEREDE? WHERE İS THE THREE-LEGGED CAT?

Share Button

“Üç Ayaklı Kedi Nerede?” sorusu eksiklik, görünmezlik ve bir o kadar da direncin bir metaforu olarak karşımıza çıkar. Kedi, ortada yoktur. Sadece izleri vardır. Bu izler, varlığın sessiz ama kalıcı tanıklığıdır. Üç ayakla yürümek direncin simgesidir. “Nerede?” sorusu izleyiciyi sürekli bir arayışta bırakır. “Üç ayaklı kedi” her yerde olabilir. Hem burada hem de hiçbir yerde… Soru, bize “üç ayaklı kedi”nin gerçekte var olup olmadığını

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

Hamamda,(Nurcan Perdahçı, Fatoş Beykal, Hülya Küpçüoğlu, Figen Batı) 10-28 Nisan 2025, Nevmekan Selimiye

Share Button

Hamamda” sergisi Nurcan Perdahçı, Fatoş Beykal, Hülya Küpçüoğlu ve Figen Batı’yı bir araya getiriyor. Sergide sanatçılar kendi üsluplarında oluşturdukları eserlerle, geçmişi çok eskilere dayanan hamam olgusunu yorumluyorlar.

Nurcan Perdahçı sergideki enstalasyonu için yeniden yapılandırdığı resimlerinde ve sanatsal çalışmalarında görsel dil içinde varlığın zamansal bir oyunda olduğu ve öznenin/nesnenin bir iz bırakarak süreç içerisinde sürekli başka

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

Hülya Küpçüoğlu: Deniz Gökduman’ın “Her Resminde Farklı Bir Şiir Var!”

Share Button

Deniz Gökduman geçtiğimiz haftalarda Galeri Kambur’da açtığı “Sanat Tarihi” adlı sergisinde, sanat tarihinde yer etmiş resimleri, kendi üslubu doğrultusunda yorumladı. Biz de sanatçıyla yeni bitirdiği sergisi hakkında konuşma fırsatı bulduk.

Hülya Küpçüoğlu: Yeni serginiz “Sanat Tarihi” adını taşıyor. Karşımızda nasıl bir konsept var?

Deniz Gökduman: Sanat tarihi, estetik nesnelerin ve görsel ifadenin tarihsel ve üslupsal bağlamda incelenmesidir.

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

Hülya Küpçüoğlu,Gamze Gökçen’in Eserlerinde Sinestezik Yaklaşımlar

Share Button

Soyut resmin önemli ismi Kandinsky kaleme aldığı notlarda, renkleri klavyeye, gözleri armoniye, ruhu da piyanoya benzetir. Sanatı ise “ruhta titreşimler yaratan el”(1) olarak tanımlar. Bir gün Kandinsky operaya gider, orada, tüm renkleri ruhen gözlerinin önünde gördüğünü ve çizgiler çizildiğini belirtir. Kandinsky, sinestezik bir sanatçıydı. Müzik etkileşimi üzerinden sinestezik deneyimler yaşıyordu tıpkı Gamze Gökçen gibi. Sanat eserinin maneviyatına

DEVAMINI OKUYUN
Share Button