Sanatın uğradığı duraklarda imgenin dönüşümünü incelemek hayata ilişkin sanat kavramlarını çoğaltmak üzerinden yeni eğilimler sunar. Konunun dayandığı sanat tarihsel dizge geçmişte yaşanan bağlamla farklılıklar taşır. Kazananların kahramanlık hikâyeleriyle yüceltilmiş eserler topluluğunu deneyimleriz. Bu durum kendince bir kırılmayı da beraberinde getirir. Farklılıklar, karşı çıkışlar sayesinde sanat tarihsel algı oluşmaya ve yaşamdaki politik olayların
Kategori: Evrim Sekmen Becan
Evrim Sekmen Becan: Sanatsal İroninin Direnme Noktaları Üzerine
Édouard Manet – Le Déjeuner sur l’herbe
“Hepimiz ironiyi, kast edilen, kullanılan sözcüklerle ifade edilen anlamın karşıtı olduğu bir söz figürü olarak biliriz. Aslında kelimelerin ötesinde karşıt bir sav geliştirmektir. Gerçeğe olan kayıtsızlığın eğlenceli bir dille anlatımı, somut gerçeğe kurmaca bir yön atfetmektir.
İroni, sanatsal anlamda bir direnme noktası yaratabildiği için bugünkü eleştirel yönden bir çevrime girebilmiştir. İronik
Evrim Sekmen Becan: Sanatı bir masanın etrafında konumlandırırken…
Sanatı, tarihsel irdelemelerin, çizgisel süreçlerin izinde seyretmeyi bırakıp kendi yolculuğumuz için bir izlek oluşturarak ilerlediğini düşünürsek güncel sergileri bir sosyalleşme alanı olmaktan öteye götürebiliriz. İzlediğimiz sergileri anlamlandırmaya çalışırken baktığımız bakış açısına paralel giden birçok farklı sonuca ulaşırız. Küratörün de amacı, incelediği kavramı sanat nesnesine dönüştüren sanatçılarla bir ortaklık kurup, yansıtmaktır.
Evrim Sekmen Becan: Sanatın Gündelik Hali
Yaşanan zamanı anlamlandırmak, içerisinde yaşadığımız için kolay bir iş değil. Yaşanan zamanı anlamak ille de gerekir mi diyorsanız aslında gerekir. Olan bitene değer vermek ve bu konuda görüş bildirmek bizi biz yapıyor. Sadece bilmek yeterli değil deneyim anlamında da bir şeyler üretiyorsanız ve yaşadıklarınızdan öğrendiğiniz bir şey varsa yaşam size sürekli kapılar açıyor. Sanatta bu kapıların ve algıların düzenleyicisi olarak yaşantımıza girmiş
Evrim Sekmen Becan: Sanat Eserlerinin Bilinmeyen Arkeolojisi
Medyada yer alan müze haberlerinin birçoğunun konusunun eser hırsızlıkları olduğuna, paha biçilemez eserlerin bir operasyon sonucunda kaybolduğuna artık şaşırmıyoruz. Hırsızlığa eserin parasal değerinin yanı sıra bazı manevi duygular da neden olabiliyor. Mona Lisa’nın İtalyan milliyetçisi tarafından İtalya’da bulunmalı gerekçesiyle çalınması, sanırım bu manevî duyguları örnekler niteliktedir. Tarihte emperyalist devletlerin, yağmaladıkları toprakların
Evrim Sekmen Becan: ŞİŞTTTT!
Medya ve sanat ilişkisi üzerine olan düşünceler her geçen yeni teknolojiyle yeni bir biçime bürünüyor. McLuhan’ın Medium is a message söyleminden sonra küresel köyü ilan ettiğinde yaşam şekillerimiz çoktan değişmeye başlamıştı. McLuhan’ın meşhur mesajı ve küresel köy söylemi iyimser bir bakış açısı taşır. Postmodernlerin McLuhan’ı diyebileceğimiz Baudrillard ise simülasyon kavramına ortam olarak medyayı seçer. Medya bağlamında gördüğümüz
Evrim Sekmen Becan: Sanatsal İroninin Direnme Noktaları Üzerine
Édouard Manet – Le Déjeuner sur l’herbe
“Hepimiz ironiyi, kast edilen, kullanılan sözcüklerle ifade edilen anlamın karşıtı olduğu bir söz figürü olarak biliriz. Aslında kelimelerin ötesinde karşıt bir sav geliştirmektir. Gerçeğe olan kayıtsızlığın eğlenceli bir dille anlatımı, somut gerçeğe kurmaca bir yön atfetmektir.
İroni, sanatsal anlamda bir direnme noktası yaratabildiği için bugünkü eleştirel yönden bir çevrime girebilmiştir. İronik
Evrim Sekmen Becan: Sanatı bir masanın etrafında konumlandırırken…
Sanatı, tarihsel irdelemelerin, çizgisel süreçlerin izinde seyretmeyi bırakıp kendi yolculuğumuz için bir izlek oluşturarak ilerlediğini düşünürsek güncel sergileri bir sosyalleşme alanı olmaktan öteye götürebiliriz. İzlediğimiz sergileri anlamlandırmaya çalışırken baktığımız bakış açısına paralel giden birçok farklı sonuca ulaşırız. Küratörün de amacı, incelediği kavramı sanat nesnesine dönüştüren sanatçılarla bir ortaklık kurup, yansıtmaktır.
Evrim Sekmen Becan: Sanatın Gündelik Hali
Yaşanan zamanı anlamlandırmak, içerisinde yaşadığımız için kolay bir iş değil. Yaşanan zamanı anlamak ille de gerekir mi diyorsanız aslında gerekir. Olan bitene değer vermek ve bu konuda görüş bildirmek bizi biz yapıyor. Sadece bilmek yeterli değil deneyim anlamında da bir şeyler üretiyorsanız ve yaşadıklarınızdan öğrendiğiniz bir şey varsa yaşam size sürekli kapılar açıyor. Sanatta bu kapıların ve algıların düzenleyicisi olarak yaşantımıza girmiş
Evrim Sekmen Becan: Sanat Eserlerinin Bilinmeyen Arkeolojisi
Medyada yer alan müze haberlerinin birçoğunun konusunun eser hırsızlıkları olduğuna, paha biçilemez eserlerin bir operasyon sonucunda kaybolduğuna artık şaşırmıyoruz. Hırsızlığa eserin parasal değerinin yanı sıra bazı manevi duygular da neden olabiliyor. Mona Lisa’nın İtalyan milliyetçisi tarafından İtalya’da bulunmalı gerekçesiyle çalınması, sanırım bu manevî duyguları örnekler niteliktedir. Tarihte emperyalist devletlerin, yağmaladıkları toprakların
Evrim Sekmen Becan: ŞİŞTTTT!
Medya ve sanat ilişkisi üzerine olan düşünceler her geçen yeni teknolojiyle yeni bir biçime bürünüyor. McLuhan’ın Medium is a message söyleminden sonra küresel köyü ilan ettiğinde yaşam şekillerimiz çoktan değişmeye başlamıştı. McLuhan’ın meşhur mesajı ve küresel köy söylemi iyimser bir bakış açısı taşır. Postmodernlerin McLuhan’ı diyebileceğimiz Baudrillard ise simülasyon kavramına ortam olarak medyayı seçer. Medya bağlamında gördüğümüz