Hülya Küpçüoğlu: Salyangozun Yolculuğu

Share Button

Sürüngen bir hayvandır salyangoz. Sırtındaki kabuğu onun evidir. Muhteşem bir yapısı vardır bu evin. O, bir Altın sarmaldır. Fibonacci sayılarının bir benzeridir. Büyüyen bir salyangozun kabuğundaki odacık sayıları da artar. Her bir oda kendinden önceki iki odacığın toplamı kadardır. Ayşe Ebru Eryılmaz’ın sergisine konu olan salyangoz ve altın sarmal, sanatçının resimlerinde sadece bu yanını değil sembolik yanını da barındırmaktadır. Spiral, çok eski bir semboldür. Bazı kaynaklarda İ.Ö. 3200’lü yıllara dayandığı yazmaktadır. Peki, içten dışarıya doğru giderek genişleyen bu spiral bize neyi ifade eder? Aslında az önceki tarifindedir anlamı da. Yani, sürekli gelişmeyi, büyümeyi işaret eder. Spiralde eril ve dişil enerji birliktedir. Yin-yang gibi veya negatif pozitif gibi… Spiral bir yaşam yolculuğunu haber verir bize. Bu, kadın ve erkeğin birlikte yaşam yolculuğudur, tıpkı salyangoz ve spiral gibi. İç içe geçerek ve dönerek, evren gibi… Sanatçı açısından spiral her şeydir. Her şeydedir ve her şeyi içerebilir. Mesela, mikro evrene dair bilgileri içerebilir ya da bir labirenti andırabilir. Yolu aramayı, çıkış bulmayı çağrıştırabilir. Modern toplum eleştirisine de soyunabilir. “Modern zamanlar” filmine atıfla, dişlileri, ekonomiyi, sanayiyi içerebilir. O, evleri, kentleri, kasabaları göstere de bilir. Bazen bir bezeme gibi tüm yüzeyi sara da bilir. Bezeme nokta veya çizgi veya farklı biçimlerde karşımıza çıkabilir. Doğadan bir parça veya geometrik bir düzenin parçası da olabilir. Tıpkı sanatçının resimlerinde olduğu gibi. Detayları sevdiği bellidir sanatçının. Sabırla tek tek uğraşır detaylarla. Plastik bir öge olarak dekoratif detaylarda kaybolmadan yapar bunu. Farklı malzeme bile kullansa, bize, hep detaycı yaklaşımını sergiler. Sanatçı için sarmal, hayattaki yolculukta karşılaşılabilecek her şeye bürünebilir.

Sergide, rölyef etkili işlerin de olması, sanatçının üçüncü boyuta çıkma isteğini gösteren bir delildir. Nitekim bir söyleşimizde, “üç boyutlu çalışmalar yapmayı düşündüğünü” de söylemesi, rölyef ve dijital işlerinin nerelere varabileceği hakkında da bize fikir verir.

F Sanat Galerisi’ndeki sergisinde, bir resminde Eryılmaz, bir spiral form eşliğinde erkek ve kadını altın sarmal içinde, bir salyangoz kabuğu gibi kendiliğinden ve saf bir sunuş ile gösterir. Bu yaklaşımını farklı çalışmalarında, farklı biçimlerde sunar. Örneğin, sarmaldan oluşan kadın ve erkek bedeninin labirent olarak sunulması, ilişkilerdeki bilinmezlikler, çıkmazlar veya arayışlar şeklinde yorumlanabilir. Sanatçının papirüs üzerine yaptığı başka bir resimde doğanın içindeki salyangozu şeffaf bir sarmal ile gösterir. İlk bakışta salyangoz yok gibidir. Ama oradadır ve sırtında, sanki içinde var olduğu doğayı da taşımaktadır.

Spiral sembolü pek çok farklı şekilde kullanılabilir. Sanatçı, salyangoz üzerinden, doğanın içinden bir seçim yaparak, dönüşümü, değişimi sunar izleyicilere. Spiral evrensel bir semboldür. Spiral harekettir. Sanatçı, her ne kadar vurgulamasa da spiralin, ezoterik bir yanı da vardır. Tüm bu olgularla bakıldığında yavaş yavaş hareket eden salyangoza, farklı bir gözle bakarız ve salyangoz olmanın ötesinde, sanatçının vurguladığı imgeler üzerinden bir anlamlandırma yaparız.

Zihnin sarmalında Ayşe Ebru Eryılmaz, doğaçlamalarla başladığı sarmal bir yolculukta. Sarmalda, geçmişte olanla, şimdi ve gelecek arasında bağ kurmaktadır sanatçı, spiralin döngüselliğinin vurgusuyla. Sonuçta spiral yol, geniş ve uzun ve bu yolda salyangozun yolculuğu zaten bitmez.

Share Button

Yorumlar kapatıldı.