Derviş Ergün, Güncel Sanat Polemiği

Share Button

Üst başlık altında tarif edilen sanat çalışmalarını; bir isimlendirme sorunu olarak görmekten ziyade, yeni bir olguyu, yeni bir söylemi kendine dert edinmiş çalışmalar olarak görmek daha doğru olur. Güncel Sanat da bu tanımlamalardan bir tanesidir. Bazen iç içe geçmiş kavramlar, ayrı tanımlamalar olmasına rağmen birbirinin yerine kullanılır, bu durum kendi içinde bir tutarsızlığı barındırsa da çoğu zaman asıl kavramın kendisi önemli görülmez. Güncel sanat kavramı zaten “Modernizm” kavramının içeriğidir. Charles Baudelaire’in Modernizm tanımı hala geçerliliğini korumaktadır. Modernizm  “günlük değişim değerine haiz, moda gibi, popüler olan, güncel, kendini gelecek için var eden” olarak tarif edilir. O zaman şöyle bir soru akla gelir; aynı tanımın farklı isimlendirme sorunu mu yaşanıyor, yoksa farklı tanımlamanın aynı adlandırma sorunu mu gündemde olan? Aslına bakılırsa konunun sanıldığı kadar basit bir tanımlama sorunu olmadığı, öte yandan çok karmaşık, işin içinden çıkılamaz bir durum da değildir. Bazen üst başlığın isim olarak ortaya çıkması örneğin “Kübizm” veya “İzlenimcilik” ya da “Post Modernizm” gibi sıradan veya sanatsal eylemin çağrıştırdığı bir adlandırma da olabilir.

Gün, gün aşırı, günlük, gündelik, güncel sözcükleri kendi içinde bir zaman dilimini açıklasa da “zamansızlık” gibi bir zamanı da tarif eder. Halbuki yaratma edimi bir zamansızlığı, evrensel olanı temsil ederken, akıl yetisi yani entelektüel bilinç bir zaman dilimine karşılık gelir. Akıl sürümünde bu tanım; sadece günümüzü değil ilk çağında kendine dair bir günceli, geleceğin de bir güncel kavramı olabileceğini açıklar. Bu düşünceden hareketle güncelin güncelini yaşamak demekle, bir ara kesit ihtiyacı doğmuştur denilebilir. Sınırı belirlenmiş bir zaman-mekan olgusu ve ona bağlı sanat yapma biçimi, modernizmin alt türevleri olan disiplinlerde, kendini bir tür olarak ayırmak veya bağımsız hareket etmek endişesi, Güncel Sanat için de geçerlidir. Bu durum eskinin “yeni” olarak ortaya çıkması değil, kendini güncellemesi gibi bir şeydir. Çünkü modern olan yeni olanı hala temsil eder, ancak “yeni” kavramı eskidir ya da eskimiştir onun yerine yeniyi temsil edecek yeni bir kavram ihtiyacı doğmuştur. Halbuki Modernizm’in ucu açıktır ve hatta Post Moderniteyi de içeren genişletilmiş Modernizm’den bahseden düşünür sayısı az değildir. Bu durumda Güncel Sanat demekle daraltılmış zaman aralığına sıkıştırılan bir sanat etkinliğinden söz ediliyor anlamı çıkmaktadır ve ucu kapalıdır. Güncel Sanata yüklenen derin anlamdan, Modernizm’den ve hatta Post Modern’den bağımsız yeni bir sanat anlayışı çıkarmak yanıltıcı olur.

Güncel Sanat, “anı” konu alan ve Post Modern eylemin gölgesinde kendine yeni bir alan açmak endişesi taşıyan, var oluşunu bir imgeden var etmek yerine daha çok kavramdan beslenen olgusal bir değerdir. Artık günümüzde kavramsal olanın bir ürün gibi idrak edilmesi, Güncel Sanatın ana bileşeni, yani kurucu öğesini oluşturmaktadır. Burada gözden kaçan veya simülasyona maruz kalan şey, “sanmak” kavramında düğümlenmektedir. Güncel sanatın yeni, aynı zamanda avangard, gibi görülmesinde yaşanan ikilik, kendisinin de baş edemediği “sanmak” kavramında yatan kesinliktir. Geçmiş çalışmalardan bir örnek verecek olursak; Yeni Gerçekçilik olarak nitelenen Neo Avangard çalışmalar, (Yves Klein, 1960) zamanın sanat anlayışını derinden sarsmıştı ve o zamanın güncel sanat etkinliğiydi, ancak Güncel Sanat olarak sınıflandırılmamıştı.

Güncel Sanatın içerik yönden post modernin diğer disiplinlerinden farklı bir karakteri yoktur, vakti gelmiş tanımdan başka bir şey değildir. Nesnel bir yapının olgusal değeri olarak bakılırsa Güncel Sanat;  her türlü malzeme ve tekniği kullanır, geleneksel sanat yapma metodundan uzak durur. Özgünlük, nitelik veya kendine has bir yetkinlik derdi taşımaz. Öncü, devrimci, avangard gibi bir kaygısı yoktur. Bir imgeden yola çıkıp ilerlemeyi dikkate almaz. Yaratma ediminden ziyade, olgusal bir tasarım derdindedir. Ve dahası bir sanat yapma niteliğini temel almayan bir sanat etkinliğinde özgürlük adına varlık gösterir. Güncel Sanat bu anlamda günü temsil eden bir moda gibidir. Kendini yarına taşıyan ve insana ulaşan bir sanat varlığından ziyade kendi için vardır. Sınıfsal ideolojiden uzaktır, ancak sosyal bir soruna sahip çıktığını sanır. Değişim değerine malzeme olmaktan, bir meta ya da ürün olarak görülmekten gocunmaz. İlk bakışta sanat rejimine başkaldıran bir kahraman olarak görülse de aslında sahte bir devrimcidir. Sanat rejiminin önünde her zaman ileriye programlanan yapısal bir sanat sorunu vardır. Hedefini yitirmiş bir sanat söz konusu ise; kendini seyreltmesi, içeriğinin daralması, farklı sanat etkinliklerinde melankolik arayışını sürdürmesi olağandır. Seğirme veya sanrı içinde, bulanık, dalgın, sersemlemiş bir akıl sürümünde ilerleyen, bu çalışmalar anlık ve rastlantısal bir karakter çizer. Bu ruh ikliminde, sanat yapma hali kimi liberal düşünürler için aranan bir özelliktir.

Halbuki sanatın ana sorunu ya da kendini var etme nedenselliği, sınıf çelişkisi ve varlık sorunudur. Modern sanat, varlığını kapitalist sınıf karşıtlığında var etti. Klasik kapitalist sistem; insanın yücelişi şiarında kendi yasallığını savunurken, iki dünya savaşı bu anlatıya son verdi ve nihayetinde kendini lağvetmek zorunda kaldı. Doğal olarak karşıtı Modern sanat da bu iflastan nasibini aldı. Sistem neo liberal kapitalist sistem olarak tabelasını değiştirdi. Yoluna “küreselleşme” pazar ekonomisi söylemiyle devam ederek durumu toparladı ve yine eski kuvvetine ulaştı. Ancak iki binli yıllardan itibaren sürdürülebilirlik sorunuyla karşı karşıya kaldı ve sistem tekrar derin bir çıkmaza girdi. Sistemin varlığını sürdürebilmesi için yeni bir ekonomik yapılanmaya, olmayan ideolojiye ya da kültürel bir algıya ihtiyaç duyulur. Bu konuda kesin kurtarıcı olduğu düşünülen çare; yapay zeka teknolojileri ve algoritma matematiğini hayata geçirmek olacaktır. Sanat rejimi de zamanın ruhundan bağımsız değildir, her türlü değişim dönüşümden o da kendi payına düşeni alacaktır. Sözü edilen zamanın karşılığı dijital sanattır, teknik olarak yapay zekanın veri tabanında ortaya çıkacak rastlantısallıkta kendini var eder. Ve kaçınılmaz olarak sanat rejiminin bir alt türevi olarak kendine bir yer bulması olağandır, tıpkı video art gibi, performans sanatı ya da multi medya gibi.  Bu çalışmalar tek başına sanat rejimini belirleyen ve onu temsil yetkisine sahip konumda değildirler. Dijital sanat da bir açıdan güncel sanattır, ancak güncel sanatın içinde değil dışında bağımsız bir alanda varlık göstererek (Refik Anadol, 2018).

Teknikle sanatın her zaman organik bir ilişkisi olmuştur, zamanın tekniği her neyse sanata yansımış ve sanat, tekniği kullanarak kendine yeni bir alan yaratmasını bilmiştir. Dijital sanat ayrıca bir teknisyen olmayı mecbur kılar ve deneyseldir. Deneysellik, önceden var olan bir imge veya kavrama bağlı kalmak şartı aranmaksızın sanat yapma aralığında ortaya çıkan bir tekniği takip eder ve yaratma ediminde özünü bulur, biçim ise akıl yetisinin de devreye girmesiyle sonuca ulaşır. Sanatsal olan ister gözü kapalı olsun ister gözü açık, nasıl ortaya çıkarsa çıksın, kendini anlatır;  kendi varlığını zamandan “ana” taşıyabiliyorsa o çalışma özgürlüğüne kavuşmuş demektir ve sanattır, gerisi bizim çoklu düşüncemizde sürüp giden tartışma konusudur.

Share Button

Yorumlar kapatıldı.