Tülin Onat: “Novum Infantem” Nebahat Karyağdı Resimleri Üzerine

Share Button
Nebahat Karyağdı, “İsimsiz”, (2025), T.ü.akr.b. 100 cm x 100 cm.

Sanatçı etkilendiği şeylerin resmini yapar. Gördüğü yaşadığı, heyecanlandığı her şey, tuvalinin başına geçmesine neden olur. O yüzden de, soyut denilen her şey, başlangıcında somuttur. Hatta doğayı geometrik biçimlerle gören ve resimlerine bu şekilde yansıtan

Cezanne,

“Doğadaki her şeyin,geometride bir karşılığı olduğunu söylemiştir. Picasso, Braque, Juan Gris, Leger gibi pek çok sanatçı kendisinden etkilenmiş ve kübizmin doğmasına neden olmuşlardır. O yüzden de soyut sanatın ve kübizmin babası Cezanne sayılır. Doğayı geometrik biçimlerle gören, böyle yansıtan ve bu konuda araştırmalar yapan Cezanne, pek çok sanatçıyı etkilemiş, “kübizm”in ve soyut sanatın doğmasına neden olmuştur. Picasso, Cezanne için “O, hepimizin babasıdır.” der.

1940’lı yıllarda Türk sanatının önemli isimleri de, kübizme ilgi duymuşlar ve resimlerinde geometriyi kullanmışlardır. Bunlar arasında, Nurullah Berk, Cemal Tollu, Sabri Berkel, Cevat Dereli, Refik Epikman, Adnan Çoker gibi Türk sanatına yön vermiş önemli sanatçılar vardır. Bunlar ve arkalarından gelen pek çok sanatçı, resimlerinde geometriden hareket etmişlerdir. Dünyaca tanınmış Türk sanatçı Fahrünnisa Zeyd, geometrik biçimlerle yaptığı resimlerinde, rengi çok cesurca kullanmış, tuval yüzeyinde sonsuzluğa giden, yenileri eklendikçe bitmeyen, sürüp gidecek, büyüdükçe büyüyecek izlenimi veren yapıtlar üretmiştir…

Geometrik sanat, bugün de hala sanatçıları etkilemeyi sürdürmeye devam eder. Ritm, dinamizm, yani tuval yüzeyinde dizginlenemez enerji… Bunlar Nebahat Karyağdı’nın resimlerinde en belirgin özellikler. Renkler kuralları reddedercesine cesaretle ilerliyor. Renklerin arasında kullandığı siyah-beyazın etkisi, renklerin cazibesini inanılmaz kılıyor. Karyağdı’nın çizgileri yüzeyde, bazen sakin bazen de çılgınca dans ederken, plastik özellikleriyle karşımıza çıkıyor…

Nebahat Karyağdı, “İsimsiz”, (2023), T.ü.akr.b. 100 cm x 100 cm.

Biçimlere dökülen hareket, tuval yüzeyinde, izleyene hikayeler anlatır. Renklerle dans, sonsuz dünyalar sunar. Bunların arasına ustaca yerleştirilmiş, siyah – beyaz biçimler, kareler, üçgenler, uzun uzun çubuklar, bazen de küçük bir çocuğun elindeki ”KALEYDOSKOP” olurlar. Dilediğiniz kadar çevirin izleyin, neşelenin çiçek dürbünüyle, yeni yeni dünyalar yaratın kendinize. Geometrik biçimlerin, tuval yüzeyinde resme dönüşmesi için renge, dengeye, harekete, valöre gereksinimi vardır. Bu tuvallerde aradığımızı buluruz. Nebahat, bize söylemek istediklerini sonsuzluk fikriyle anlatıyor zaten. Tüm enerjisini, duygularını, öğrendiklerini, deneylediklerini tüm içtenliği ile cömertçe sunuyor…

Üzerine aldığı her işi eksiksiz yapmak gibi bir huyu olan bu genç sanatçının, gelecek sergilerinde neler vadettiğini öngörüyor ve merakla bekliyorum. Yolun açık olsun. Aramaktan, araştırmaktan, aradığını bulmadan asla vazgeçmeyeceğini çok iyi biliyorum.

Share Button

Yorumlar kapatıldı.