Feeling, Fatih Alkan, Cevahir Hotel İstanbul Asia, Şeli Art Project, (03 Haziran – 03 Ağustos 2014)

Share Button

fa

‘FEELING’
Fatih ALKAN
3 Haziran-3 Ağustos 2014
Düzenleyen: Şeli Art Project

Cevahir Hotel İstanbul Asia, Şeli Art Project işbirliğiyle,
Fatih ALKAN’ın ‘FEELING’ adını taşıyan heykel sergisine ev sahipliği yapıyor.

Sanatı günlük hayatımıza dahil ederek yoğun kent hayatına estetik çözümler öneren Şeli Art Project tarafından düzenlenmekte olan plastik sanat sergileri ‘Her Yerde Sanat’ sloganıyla hayatımızı zenginleştirmeye devam ediyor.

Fatih ALKAN

Yaşamın matematiksel bir fonksiyonu mu var? Bu fonksiyonu optimize etmek midir, bu dünyadaki gayemiz? Mutlu olmak, iyi hissetmek için bu gayeye ulaşmak mı gerekir?

Diğer adem oğulları gibi ben de bazen iyi, bazen kötü ruh halleri içinde yaşarken, bunlara neyin sebep olduğu düşünüp durdum. Belki yaşam da bir matematiksel fonksiyonlar dizisi gibi işliyor.
Bu fikirden yola çıkarak yaşamın bu boyutunu görselleştirmek istedim biraz.

Varsayalım ki, yüzlerce binlerce değişkeni olan bir fonksiyonumuz var. Sağlık, para, aşk, dostlarımız, işimiz, kahvaltıda yediğimiz peynir, birinin merhabası ya da diğerinin küfrü… Binlerce şey nasıl hissettiğimizi belirliyor. Bu değişkenleri elimizden geldiğince bizi iyi hissettirecek şekilde ayarlamaya çalışıyoruz, çoğu zaman da işin içinden çıkamıyoruz. Bu değişkenlerin bir özellikleri de şu; kritik seviyenin altına indiklerinde, önemleri tavan yapıyor. Yani açsanız, başka hiçbir şeyin önemi kalmayıveriyor. Ya da dişiniz ağrıyorsa, seks yapmak falan aklınıza gelmiyor. Demek ki değişkenler dinamik, dolayısıyla fonksiyon da pek karmaşık. Hayatımız bu değişkenlerin birini iyileştirmeye çalışırken diğerini bozmakla, bozulanla uğraşırken bir başkasının alarm vermesiyle geçip gidiyor.

Biz de akıllı varlıklar olduğumuzdan ya da öyle sandığımızdan, aklımızı kullanarak, en önemli gördüğümüz değişkenlere kastırıp onları iyi seviyelere getirmeye çalışıyoruz. Diyoruz ki çok para her derdi çözer. Bazen çok para oluyor da. Ama yok, yine olmuyor, yine huzurlu ve mutlu değilmişiz hissi var. Başka değişkenler bizi yine başka yerlere çekiyor. Çünkü hayat bir bütün. Bütünün her bir parçası bütünü ummadığımız kadar etkileyiveriyor

Bu sergideki işler, hayatın böyle bir görüntüsü. İki daire, farklı yön ve açılarda yüzlerce iple birbirini çekiyor. Daireler birbirlerine fiziki olarak temas etmiyorlar ve ancak iplerle birlikte anlamlı bir form oluşturuyorlar. Aradaki ipler hayatın değişkenleri. İplerin gerginlikleri ve çekme yönleri değişkenlerin değerleri. Eğer bazı ipleri çok gerer ya da çok gevşetirseniz, iki dairenin oluşturduğu form bozulmakla kalmıyor, bütün diğer iplerin birbiri ile ahengi ve açıları da bozuluyor. Hayatın kendisi gibi değil mi?

Belki “akan su ile bahçe sulama” analojisiyle olayı daha anlaşılır kılabiliriz. Bahçenize üst tarafından ark (su yolu) ile su geliyor. Siz de elinizde kürek o suyu yönlendirerek bahçenizi sulamak istiyorsunuz. Amacınız bütün bitkileri en az çabayla sulayabilmek. Yapanlar bilir, eğer suyu yatay yönde basit yollar açarak önce bir yöne sonra diğer yöne çevirerek kademeli olarak aşağı doğru bahçeyi tarayarak en alta ulaşırsanız her şey sulanır, çok da yorulmazsınız. Ancak suyu kendi haline bırakırsanız su en kısa yoldan en aşağı iniverir. Yok, suyu yukarı doğru akmaya zorlarsanız, ne kadar kasarsanız kasın gitmez. Burada suladığınız bahçe sizin dünyaya geldiğiniz yer, coğrafya. Akan su sizin hayatınız. Bahçenize girdiği yer doğumunuz. Siz de ruhunuz ve aklınız ile sulayan adamsınız.

Ne bir şeyleri çok kasmalı, ne de tamamen başıboş bırakmalı… Değil mi?

Hakkında

1960’da, Erkeksu Çiftliği’nde (ANKARA) doğdu. ODTÜ Endüstri Mühendisliği’nden 1983 yılında mezun oldu. 45 yaşına kadar, o da herkes gibi “iş hayatı” ile ilgilendi

Sonra bir marangoz atölyesi devralıp evde lazım olan ve kendisinin tasarladığı mobilyalar yaptı. Sonra bir gün İlhan Koman’ın ağaçtan yapılmış bir heykelini görüp, atölyesinde onu yaptı ve artık pek mobilya yapmadı. Yaptığı şeylerde baştan epeyce Koman etkisi görüldüyse de, artık kendi hayalinden çıkan şeyleri aklına ve önüne gelen her çeşit malzemeyle yapıyor.
Yaptığı şeylerin insanları şaşırtmasını, düşündürmesini, iyi hissettirmesini istiyor. Çocuklar onun en değerli eleştirmeni, onların beğenisi en önemli kriteri.
Yaptıklarında önceleri daha çok masif ağaç kullanırken, şimdi alüminyum, pleksiglas, ip, misina, sünger, bobin teli, çivi, röntgen filmi gibi malzemelerin atıklarını ya da ikinci el hallerini kullanıyor.
Yaptıklarına heykel mi demeli, tasarım mı, oyuncak mı kendisi de karar veremiyor.
Zaten bir kategoriye sokmak istemiyor. Sadece aklına gelenleri canlandırmaya çalışıyor.

İletişim
Şeli Abut BENHABİB
Şeli Art Project
www.selisanat.com
selibenhabib@gmail.com
05422375241-05554239393

Share Button

Yorumlar kapatıldı.