Prof. Dr. Ulaş Başar Gezgin: Xuan Quynh – Vietnam’ın En Sevecen Kadın Şairinin Ardından

Share Button

ulasbasar@gmail.com

Twitter: ProfUlas

Bugün 6 Ekim. Google Vietnam sayfası, kullanıcılara Vietnam’ın en sevilen, en tanınan, en sevecen kadın şairinin, Xuân Quỳnh’in (Vietnamca’da ‘Suan Kuin’ (evet İngilizce’deki ‘kraliçe’ gibi) okunuyor) doğum gününü anımsatıyor. 1942 doğumlu şair, 1988’de bir trafik kazasında eşi ve 12 yaşındaki oğluyla dünya değiştirdiğinde Vietnam’ı yasa boğmuştu. 

Şairin annesi erken ölür; babası ise evden uzakta çalışır. Onu ninesi büyütecektir. Vietnam’ın bağımsızlık ilan ettiği 1945 yılından hemen önce doğmuştur. Bağımsızlığı kabul etmeyen Fransa, 2. Paylaşım Savaşı sonrasında sömürgeciliğini kaldığı yerden sürdürmek ister; ordusunu gönderir (ki bunun içinde Paris’in Nazi işgalinden kurtarılmasını sağlayan kimi komutanlar da vardır. Kendi ülkelerini kurtarır kurtarmaz, sömürgelerini kurtarmaya yönelirler. Ne de olsa, bir Fransız ders kitabında Fransız sömürgesi Pasifik Adaları için söylendiği gibi, “bu topraklar da tümüyle Fransız’dır; değil mi ki Fransız bayrağının dalgalandığı yerlerdir”.). Vietnam’ın Fransa’ya karşı sonul zaferi 1954’te gelecektir. 1945’ten 1954’e kadar büyük bir halk direnişi gösterilir. Bu dönem, şairin çocukluk yıllarına denk gelecektir.

Vietnam’ın 1954’teki sonul zaferinin, kısa sürede gerçek bir sonul zafer olmadığı ortaya çıkacaktır. Büyük devletlerin kendi aralarındaki pazarlıkla birlikte, Vietnam, ikiye bölünür; bu da, kısa sürede, Vietnam-Amerikan Savaşı’nın fitilini ateşleyecektir. Şair, tam da bu dönemde, ortaokul yıllarında dansa ilgi duyar, bununla ilgili eğitim alır ve Kuzey Vietnamlı bir genç olarak, başka ülkelerde, çeşitli performanslarla ülkesini temsil eder. 20’li yaşlarında ise, yazarlık eğitimi başlayacaktır. Vietnam-Amerikan Savaşı’nın en zorlu dönemlerinde, Vietnam Kadın Gazetesi’nde çalışır. Özel yaşamına gelirsek, önce bir müzisyenle evlenir, kısa sürede boşanır. Oyun yazarı ve şair olan Luu Quang Vu’yla 1973’te, 30’lu yaşlarının başında yaptığı evlilik ise, o uğursuz trafik kazasına kadar sürecektir.

Yaşarken, 7 şiir kitabı yayınlanır. Ölümünden sonra şiir kitapları birleştirilip çeşitli baskılarda yeniden ve yeniden yayınlanacaktır. Şair, ayrıca, çocuklar için edebiyat ürünleri de verir; çocuk şiirleri ve çocuk öyküleri kitapları yayınlanır. 21 yaşında yayınlanan ilk şiir kitabı, onun yazınsal yönelimlerinde ve hayatını anlamlandırmada belirleyici olacaktır.

Quynh, şiirlerinin büyük bir bölümünü savaş döneminde yazmış; bu dönemin izleklerini coşumculuk (romantisizm) ve kadın duyarlılığıyla harmanlamıştı. Saf sevgi şiirleri de yazmıştı. Vietnam’da iyi niyetin ve duygusallığın temsilcisi olarak seviliyor. Ders kitaplarında okutulan şairlerden. Çeşitli şiirleri bestelenmiş durumda. Bunlar içinde en çok bilinenlerden biri olan ‘Kayık ve Deniz’ (Vietnamcası ‘Thuyền và Biển’), 1963’te yayınlanan ilk şiir kitabında yer alıyor. (şarkı, şuradan dinlenebilir: https://www.youtube.com/watch?v=HhGeHYI-Q_s )

Kayık ve Deniz

Şimdi bir masal anlatacağım sana

Bir kayıkla denizin masalı bu:

Bir varmış bir yokmuş

Bir kayık varmış ki uymuş

Denizin çağrısına,

Martılar ve mavi dalgalar

Taşımış onu nice diyarlara.

Nice tutkuyla doluymuş kalbi kayığın,

Enginmiş bitimsizmiş denizin sevgisi ise.

Yorulmak bilmemiş kayık, yüzmüş çok uzun süre

Oysa o da ne: Çok uzaktaymış deniz, çok ama çok ötede.

Ay ışığında aydınlanmış bir gecede

Genç bir kız gibiymiş deniz öylece.

Zihnini ve kalbini göndermişmiş sessizce

Kayığın her yanına çarpan dalgalar ile.

Kimi zamanlar, olmaksızın bir nedeni,

Çok sert çarpmış dalgalar, kayığın her yerine

(Çünkü değil mi ki, sonsuz aşkta bile,

Durabilir mi ki herşey yerli yerinde…)

Bir tek kayık anlamıştı onu,

Denizin ne kadar büyük olduğunu.

Yalnızca deniz bilebilmişti gerçekte

Kayığın nereden gelip, gittiğini nereye.

Kavuşamadığında deniz, kayığa,

Beyaz başını kaldırırdı o, yasla dolu.

Kavuşamadığında kayık, denize,

Binbir parça olurdu kalbi, acıyla dolu.

Bırakıp gidecek olsa idi deniz, kayığı,

Ancak güçlü dalgaları ve rüzgârları kalacaktı.

İşte senden uzakta kalırsam böyle uzun süre,

Nice fırtınalar kasırgalar esip gürleyecek içimde.

Xuan Quynh (Xuân Quỳnh) (1942-1988)

Vietnamlı kadın şair, 1963 (şiirin Vietnamca adı: ‘Thuyền và Biển’)

Çeviren: Ulaş Başar Gezgin, 06.10.2019

***

Görüldüğü gibi, şair, deniz, dalga ve kayık imgeleriyle içiçe geçen dizeler örmüştü. Bu dizeler, Türkçe’de akla Orhan Veli şiirlerini, Sait Faik öykülerini ve ‘Deniz ve Mehtap’ şarkısını getiriyor. Google Vietnam sayfasının kullandığı imgeyle anımsattığı şiiri ‘Dalga’, bir saf sevgi şiiri örneği:

Dalga

Şiddetli ve nazik,

Gürültülü ve sessiz,

Anlamaz akıntı kendini.

Bulamaz dalga kendini, ulaşmadıkça denize.

Geçip gidiyor dalgalar,

Gelen dalgalarsa aynı.

Bu bitimsiz sevgi açlığı

Ne de güçlü kalbimizde.

Dalgalar önünde durmuşum da,

Seni düşünüyorum ve beni,

Düşünüyorum bu engin denizi

Ve meraktayım nereden gelir bu dalgalar.

Rüzgârlarla geliyor olmalı dalgalar,

Ya peki nereden gelir rüzgârlar,

Ve merak içindeyim yine

Ne zaman seveceğiz birbirimizi bir daha?

Denizin derinindeki o dalgalar

Ve dalgalar deniz üstündeki,

Özlem içindedirler kıyılar için.

Uyumaz dalgalar, ne gündüz ne gece,

Benim gibi işte, düşlerde bile,

Seni özleyişimdir nedeni bütün bunların.

Kuzey’e giderim

Ya da Güney’e,

Nereye gitsem nereye, sensin

Gittiğim tek yön.

Dışarıda engin denizde

İtekliyor birbirlerini binlerce dalga.

Hangisidir hiç ulaşamayan, kıyıya,

Evinden fersah fersah uzakta?

Hayat uzun;

Geçiyor yıllar ve aylar.

Deniz gibi ömrümüz, bitimsizce.

Uçup gidiyor dalgalar uzak ufuklarda.

Nasıl olabilirim ben de

Yüzbinlerce küçük dalga gibi

Engin sevgi denizinde,

Nasıl çarpabilirim sonsuza dek kıyılarına?

Xuan Quynh (Xuân Quỳnh) (1942-1988)

Vietnamlı kadın şair, 29.12.1967 (şiirin Vietnamca adı: ‘Sóng’)

Çeviren: Ulaş Başar Gezgin, 06.10.2019

***

Şairin bir başka şiirinde ise, sevginin arka planında Vietnam-Amerikan Savaşı’nın yankılarını duyarız:

Uykusuz Gecelerde Eş İçin Söylenen Şarkı

Uyuyamıyorsun değil mi birtanem?

Havalandırmayı açayım istersen

Ve perdeyi çekeyim senin için.

Öyle dingin ki yüzeyi gölün;

Nefret ediyorum sıcaktan, öyle sıcak ki,

Daha mevsimin başı hâlbuki.

Yeni döndü yaralı askerler,

Savaş kesmemiş, bir de birahanede dövüştüler.

Uyuyamıyorsun değil mi birtanem?

Yükselecek gibi görünmede azgın taşkını suyun.

Gözünü açmaya başladığında pirinç taneleri,

Dönecek yeşil yeniden, sanki ekinler hiç yitmemişmiş gibi.

Dostluk kurar ırmak, kayıklar ile

Ve severler insanlar, kayıkçı şarkıları söylemeyi.

Hadi uyu tıpış tıpış birtanem, kapatıyorum kapıyı,

Görebilmek için üst kattan,

Alevler içinde mi gerçekten palmiye ormanı

Yakmışmış Vin Fu halkı birçok tepeyi.

Sönmüş gibi görünüyor orman ateşi

Ve rüzgâr, bırakmış esmeyi.

Rahatla birtanem, yalnızca rahatla.

Kimin umurunda o aç evsizler

Evsizler ki yemek dilenirler?

Hadi uyu tıpış tıpış birtanem, uyu birtanem!

Dilenir, sonra köylerine dönerler.

‘Umur’ dediğin de bir söz değil mi sonuçta

Pirinç bulunmuyor hiçbiryerde, ne var ki elde avuçta.

Geç oldu, canım benim, uyu hadi, uyu sen!

Kısacağım ışığı ben.

Kimdi yakın arkadaşımızın

Ölümünü haber veren sana kimdi?

İnanma, çünkü iletişim ağları kesiktir

Ve mektuplar yerine gitmemektedir.

Hadi canım, uykuya dön, uykuya, uykuya hadi,

Sesi mi sordun; oğlumuz, kabus görmüş, hepsi bu.

Oyuncak silahlarla, çuvallarla oynuyor günboyu,

Haykırıyor yüksek sesli, Kurtuluş Ordusu askeri gibi.

Büyüdüğünde O, on yıl sonrası,

Anımsamayacak oyunlarını.

Xuan Quynh, 1974

Çeviren: Ulaş Başar Gezgin, 2007

Kaynak: Gezgin, U. B. (2017). Çifte Ejderhanın Diyarında: Çin ve Vietnam Üzerine – Cilt 2: Vietnam [yayınlanmayı bekleyen kitap]

http://ulasbasargezginkulliyati.blogspot.com/p/cin-ve-vietnam-uzerine-cilt-2-vietnam.html

(*) Şair bu şiiri yazdığında Amerikan Savaşı tümüyle bitmemişti. Vietnamlı savaşçılar, zafer için 1 yıl daha mücadele edeceklerdi. O nedenle, bu şiirde arkaplanda, savaş olduğu sezilmekte.

***

Doğum günün kutlu olsun sevgili şair, eşininki de, oğlununki de! Milyonlarca Vietnamlı, dalgalara baktığında seni görüyor; dalgaların kıyıya vuruşlarıyla çıkardıkları seslerle senin şiirlerini duyuyor. Senin sevdiğin sevildiğin gibi sevmek ve sevilmek istiyor. Dalgalarla kıyı gibi, kayıkla deniz gibi…

Sen de şiirlerin de bitimsizcesine dolaşıyorsunuz, yaşıyorsunuz okyanuslarda, dalgalarda, o yana bu yana savrulan kayıklarda…

Share Button

Yorumlar kapatıldı.