Emrah Kazanır: Kızıl Orkestra

Share Button
Andrei Mylnikov, Baltların Yemini, (1946), T.ü.y.b.

Bavyera Dağları’ndan geliyordu sinyal 15-465 kiloherz alıcısı.

17 Mayıs 1942’de şöyle diyecekti Hitler;

Bolşevikler her alanda olduğu gibi bir alanda da çok çok öndedir. Casuslukta.

Bunu söylerken Kızıl Orkestra’nın bilançosunun yüzde birinden bile haberdar değildi.

Abwher Başkanı Amiral Canaris; Kızıl Orkestra Örgütü’nün eylemleri daha savaş başlamadan bir gece önce – nasıl haberdar oldularsa – bir mermi dahi atmadan iki yüz bin Alman askerinin hayatına mal oldu.

O zaman yirmi iki yaşındaydı Büyük Şef. Dombrava ayaklanmasını başlatmıştı. Polonya polisi onunla birlikte on iki kişiyi gözaltına aldı. Tarihte bilinen tek fotoğrafı bu zamanda çekilmişti. Hitler’in başının büyük belası ve intihar etmesine neden olan Büyük Şef Trepper.

Macera başlıyordu.

Fransa’da olağanüstü denilecek basitlikte kurulmuş çok etkili Sovyet Casusluk Örgütü vardı. Rabcor (İşçi Postası). Lenin’in fikri olan bu örgüt artık yaşamaya başlamıştı. Polisler ona ‘hayalet’ lakabını takmışlardı. Rabcor Örgütü’ndeki kod adı İzaya Bir olan Trepper’in ne bir fotoğrafı vardı ellerinde ne de tek bir izi. Fransızlar Trepper’i tanımıyorlardı bile. Bir trenle Moskova’ya giden Hayalet, trenden inmeyerek kendini almaya gelecek olanları bekledi. Yirmi sekiz yaşındayken Sovyet liderleriyle toplantıya katılacaktı. Yeni görev yeri belli olmuştu artık. Almanya.

F.B.I ‘dan Fransa güvenlik kuvvetlerine gelen bilgileri Moskova’ya bildirmekle sorumlu olan bu adamın karşısında şimdi kocaman bir ülke ve koşulsuz itaat edilen bir diktatör Hitler vardı.

Son günlerde sosyal medyalarda Putin’in söylediği söz olarak yayılan ‘’Ben teröristleri affetmem. Benim işim teröristleri öldürmektir.’’  sözü Trepper’a ait bir sözdür. Çünkü Trepper kendini, rengi olmayan, koku yaymayan, tat vermeyen, zorunlu olarak kendinin yaratacağı sanatın uzmanıdır diye tanımlar. Hayalet kimi zaman tutuklansa bile polislerin elinden kolayca kurtulabilen, kimliği asla ifşa olmayandır.

1939 yılında Belçika’da kendi şebekesini kurar Büyük Şef. Artık uyku bile girmez olacaktır gözlerine. Bir adı olmuştur. Ölü bir İspanyoldur kendisi. Adam Miller. Brüksel’de kauçuk eşya üreten ve birçok yerde şubeleri olan Jules Jaspar, Adam’la (Trepper) para karşılığında iş yapmaya başlar ve The Excellent Trench-Coat firması kurulur. Moskova’ya kauçuk sevkiyat yapan Adam, istihbarat görevini çok güzel perdeleyerek her alanda Stalin’i uyarmaya başlar. Raporların Moskova’ya varmasından üç hafta sonrasında Hitler, Danimarka ve Norveç’i istila eder. Bu istila Stalin’i çok şaşırtmıştır. Çünkü Stalin İskandinavya’ya çıkarma yapılmasını beklerken Hitler’in, Kızıl Ordu’ya karşı savaş hazırlığı yapacağına yeni uyanmıştı. Bolşevik Parti Merkez Komite Toplantısı’nda Hayalet’in hayal dünyasında yaşadığını düşündüğünden Hitler’in bize karşı atağa geçeceğine ihtimal vermemiştim. Hayalet’in dinlemediğim için kendime çok kızgınım. Üç hafta gerideyiz. Kızıl Ordu hemen toparlanıp Hitler’e karşı hemen örgütlenilmeli diyecekti Stalin. İkinci Dünya Savaşı başlamıştı. 1939 yılı içerisinde Trepper, Sovyet karşıtlığına karşı kurduğu şirketle büyük bir ağ kurdu. Oslo, Stockholm, Kopenhag, Hamburg, Wilhelms, Ostend, Bulan. Buralara şirketin acentelerini kurarak ajanlarını yerleştirdi. Jules Jaspar üzerinden de ilişkiler ve bilgiler kolaylaşmıştı. Büyük Şef’in Bulan’dan Oslo’ya kadar olan bütün bataryaları Almanya’ya doğru çevrilmişti.

Yuri İvanoviç Pimenov, Cephe Yolu. 1944, T.ü.y.b.

‘’Almanlar Bu Gece Saldıracaklar! ‘’

İngiltere’ye karşı en elverişli yer Brüksel’se, Almanya’ya karşı en elverişli yer Paris’dir diyerek Trepper üstünü Paris’e kuruyor. Bu üstle birlikte Batı Avrupa’da tüm Sovyet casusluğundan sorumlu olan Trepper’a, Moskova iç yazışmalarında ‘’Genel Vali’’ adını veriyor.

Trepper, Leon Grossvegel’i kendine yardımcı olarak atıyor. Klasik müzik tutkunu, her zaman koyu renkler giyinen bu büyük burjuvadan ve ciddi adamdan kim kuşkulanır? Diğer yardımcısı Hilel Katz. Kısa boylu, yüzünün yarısını gözlüğün kapladığı Fransız görünümlü genç adam.

Bir gece yarısı Büyük Şef, Stalin’i Almanların bu gece saldıracağına dair uyarmak adına telsiz evine giderek telgraf çeker Moskova’ya. Stalin ise bunun bir İngiliz kışkırtması olduğunu nasıl göremez diye Trepper’a sinirlenir. Stalin yanılmıştı. 1941 baharında savaş resmen başlamıştı.

‘’Bizler çevrilen dolapların bürokratları değil, Sovyetin romantikleriydik.’’

Ve Trepper, ayak işlerinde hep Yahudileri kullanmıştır. Bunu da şöyle tahmin etmek gerekiyor, Yahudilerin Almanlarla özel bir intikam meselesi vardı. İstihbarat örgütüne seçtiği kişilerin Yahudi olma nedeni bu olsa gerek.

Gelelim asıl meselemize.

Deutscher Auslander Dienst Gazetesi’nde Alman Ordusu’nun IV EL 17-41 g RS numarasıyla belgelenmiş tutanak yayınlandı. Komünistlerin, Berlin’den Moskova’ya açık açık radyo vericileri üzerinden bilgi gönderdikleri tespit edildi. Führer çılgına dönmüş, başkentinin göbeğinden Rusya’ya nasıl bilgi gittiğinin tespit edilmesi için en iyi askerlerini görevlendirmişti. Bunlardan biri Franz Fortner’dir.

Her şeye rağmen diplodokus kıpırdamıştı bir kere;

Koro’dan Kaynak: Maria. Gustav. Arwid. Maritz. Suzanne. Emile. Berlin. Jacques. Paulette. Pierre. Jose. Serge.

Koro kim? Bu isimlerle yayın yapanlar neredeler Berlin’de? Ve en önemli radyo yayınıdır Stalingrad’ı kurtaran.

Kent’ten Müdüre – Kaynak Koro:

Kasım ayı içinde öngörülen Kafkas Planı 1942 yılı baharında uygulanacak. Birliklerin yerlerine yerleştirilmesi 1 Mayıs’ta bitmiş olacak. Tüm lojistik güç 1 Şubat’ta hazırlığını bitirecek. Genel karargâh Korkov’da.

Bu yayınlara PTX adı veriliyor ama kendi ilkel sinyallerini bırakalı çok oldu. Alman ordusunun danışmanları, komünistlerin çok sert olduklarını, kendilerine saldırı yapıldığında ölünceye değin dövüşmeye kararlı olduklarını biliyordu. Ortada da bir şebeke vardı ve resmi olarak kayda geçmişti. Abwehr Şefi bu örgütün çok başarılı olduğunda dair hayranlıkla söz etmişti. Franz Fortner’a. Lakin bu örgüte bir takma isim bulmak zorundaydılar. Komünistlerin, tüm dünyanın hayranlıkla bakarak kurmuş olduğu bu istihbarat örgütüne Fortner ‘’Kızıl Orkestra’’ demişti.

Brüksel’den Moskova’ya yayın yapan Kızıl Orkestra’nın bir şubesi olan eve baskın, bir öğretmenin muhbirliğiyle gerçekleşecekti. Ne var ki Postacı bu baskında, evde Trepper’in de olduğunu bildiği için zaman kazandırarak evin boşaltılmasını sağlamıştı. Yayın üst şubesi olan bu evin karşı komşusu bir öğretmendi. Geceleri eve yabancıların girip çıktığını, Ruslara benzediklerini Fortner’e yumurtlamıştı sorgu sırasında. Belli bir süre evi takibe alan Fortner, baskın saatini mesai saatleri içerisinde gerçekleştirdiğinden Kızıl Orkestra Örgütü’nün yöneticisini elinden kaçırmıştı. Saat 11:00 sıralarında eve baskın yapıldığını gören Kızıl Orkestra örgütünün üyesi olan bir postacı, baskın esnasında daha önceden hazırlanmış bir mektubu adresine teslim ediyormuşçasına gelerek Nazi ordusuna görevini yapmakta olduğunu, adreste Carlos Alamo isminde bir İspanyolun yaşadığını, Rusların olmadığını, bu adrese haftada bir düzenli olarak Meksika’dan mektup getirdiğini söyleyerek ikna etmeye çalışırken, Trepper radyo vericilerini toplayıp, apartmanın arkasındaki hurda bir kamyonetin bagajına saklamasına zaman yaratmıştır. Fortner, postacıya ikna olmadığından kapıyı kendisinin çalmasını ve gerçekten postacının doğru söyleyip söylemediğini kontrol etmek ister. Trepper kapının önünde olanlardan haberdar olduğundan postacıya kapıyı açar ve bir kaç İspanyol kelimeyle şakalaşarak mektubu alır, postacıyı gönderir. Fortner postacıya teşekkür eder ve baskın yapmadan adresten uzaklaşır. O gece evine dönen karşı komşu olan öğretmeni Trepper öldürür ve evi boşaltır.

Bu baskından sonra esnek geri çekilmeye geçer örgüt.

Tutuklanan Kızıl Orkestra’nın beş üyesini sorgulamak üzere karakola Alman subay giysisiyle giden Trepper’dir. Trepper’i karşılarında gören üyeler şaşkınlıklarını gizleyemediklerinden sorgu odasında beş komünisti öldürmek zorunda kalır Trepper. Bir insanda zor bulunan üç özellik Trepper’in ta kendisiydi.

Zekâ. Delilik. İnanç

Brüksel’e yapılan bu baskını Trepper, suya vurulan kılıç darbesi olarak değerlendirdi. Eğer ki Fortner baskında başarılı olsaydı Trepper en fazla kendi kafasına sıkacaktı. Başarısız bir av tablosuna dönüşecekti. Her iki ihtimalde de Kızıl Orkestra kazandı.

İster istemez şöyle mırıldandılar;

Güçlüler. Çok güçlüler. Alman subayları arasında olacakları aklımıza dahi gelmezdi.

Konuşmayan insan kazanır!

Saçlarımın yavaş yavaş ağardığını hissediyorum.

Ağaçlar uğursuzca bakıyor.

Tüm sessiz çığlıklar burda.

Ve ben kendim,

Kocaman sessiz bir çığlığım.

Burda binlerce-binlerce insanın üzerinde.

Burda öldürülen her yaşlı adam benim.

Burda öldürülen her çocuk benim.

Hiç bir şey bana bunu unutturmayacak.

Share Button

Yorumlar kapatıldı.