P. J. Proudhon: Sanatın İlkesi ve Toplumsal Amacı III

Share Button

BÖLÜM III
İdeal Üzerine — Sanatın Amacı ve Tanımı[1]

Çeviren: Deniz Gökduman

Sanatın ilkesini kabul ettik; bu yetinin bizde nasıl ve hangi koşullar altında ortaya çıktığını, yaşamımızda ve uygarlığın bütününde ne denli önemli bir rol oynadığını ortaya koyduk. Sanatçıyı diğer insanlardan ayıran şeyi ve ondan ne bekleyebileceğimizi artık biliyoruz. Peki ya şimdi? Nesnelerde hoşumuza giden, bizi etkileyen, neşe, şefkat, hüzün, kimi zaman da dehşet ya

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

E. Gros-Kost: Courbet Zamanındaki Anılar (VIII. KAVGALAR)

Share Button

VIII. KAVGALAR[1]

Çeviren: Deniz Gökduman

Mavi dudaklar ve derideki morluklar, halkın hoşuna giden iki şeydir.

Şarap lekesi ve morarma, en güçlü ve en cesur olanları gösterir.

Bundan ötürü, sürekli sarhoşluklar ve sürekli kavgalar yaşanır.

Courbet, halkın içinden gerçek biriydi. Bununla övünürdü ve haklıydı.

Şaraptan çekinmezdi; ama dayağa daha az yatkındı. Bir kadeh dolusu içki ona bir yumruk dövüşünden daha cazip gelirdi. Yine de gerekirse dövüşürdü.

Hiçbir

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

E. Gros-Kost: Courbet Zamanındaki Anılar (VII. KADEHLER ARASINDA… YÜKSELSİN KALPLER!)

Share Button

VII. KADEHLER ARASINDA… YÜKSELSİN KALPLER![1]

Çeviren: Deniz Gökduman

 “Şarapla ayaklanmak, — iyi yürümek için iyi içmek, — işte uzun ömür sürmek isteyen neşeli insanların mottosu.”

“Şarapla ayaklanmak” Courbet’nin de parolasıydı. Çok içerdi ve çok üretirdi.

Münih yolculuğu onun için çifte bir zafer oldu. Resimleri büyük beğeni topladı. Ama ondan da önemlisi, bira içme başarısıydı: herkesi solladı.

Bu yolculuğu anlatma biçimi çok kendine

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

P. J. Proudhon: Sanatın İlkesi ve Toplumsal Amacı

Share Button

BİRİNCİ BÖLÜM

M. Courbet’nin denemelerinin ortaya attığı genel mesele — Ekol çatışmaları: Bir çözüm gerekliliği

Çeviri: Deniz Gökduman

Gustave Courbet, şiddetli paradokslarıyla tanınan sanatçı, son derece cüretkâr bir eser ortaya koydu. Öyle ki, bu eser, sanatçının son on beş yılda işlediği tüm “günahların” ötesinde bir skandala yol açabilirdi; ne var ki, hükümet bu işe el atarak eseri sergiden düpedüz ve kesin biçimde dışlayarak

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

E. Gros-Kost: Courbet Zamanındaki Anılar – 6 (GERÇEKÇİ)

Share Button

VI. GERÇEKÇİ[1]

Çeviren: Deniz Gökduman

Bir diğer takıntısı da kendinde Asurî bir profil bulmaktı. 

Yüzüne bakıldığında, doğrusu, rahip Gorenflot’a benziyordu. 

Ne var ki, kendi deyimiyle, profilinde bakışları duraklatan ve insanı huzursuz eden tuhaf bir yan vardı. 

O ince ve uzun burnu, gür sakalların arasına dalar gibi hatırlıyoruz hep. 

Bize sorarsanız, bu görüntüde hiçbir Asurluluk yoktu, tam tersine. 

Biz ona bakarken, aklımıza hep I.

DEVAMINI OKUYUN
Share Button

E. Gros-Kost: Courbet Zamanındaki Anılar – 5 (Ressam)

Share Button

V. RESSAM[1]

Çeviren: Deniz Gökduman

Besançon’daki Père Fessier’nin birahanesindeydik. 

— O da öldü, zavallı Père Fessier! 

Mart birasından soğuk bir kutu içerken, uzun pipolarımızı tüttürüyorduk.

Courbet, o gün keyifsizdi. 

Akşamı, aniden ve nedensizce, göğsünüze katıksız bir katır tekmesi gibi inen o huysuz çıkışlarından biriyle açtı. 

Bu bize yetmişti; hemen anlamıştık. 

Ona bir şeyler eksikti: esnek bıçağı, bir tuvali ve

DEVAMINI OKUYUN
Share Button